İSTANBULDA NELER OLUYOR

Çok bilemedik ama çok bilmemizde gerekmeyen
işler oluyor. Neden bizim bilmememiz
gerekir, biz kamu değil miyiz derseniz şöyle demek
lazım. Siz ne derseniz diyin ama onlar bildiklerini
okurlar.
İşin özeti şöyle:
Teröre bulaşmış ya da iltisaklı, dağda bayırda
gezmiş, polis öldürmüş, devlete baş kaldırmış,
terörden yargılanmış, hüküm giymiş, fetöden
atılmış insanların
belediyede istihdam
edilmesi meselesi var.
Bu bir sidik yarışı gibi
dursa da ekranda, işin
aslı tabiki böyle değil.
Her fırsatta bizim
oylarımız diye dilendirirken
son zamanlarda
nedense bu konuda
sesi çıkmıyor. Çünkü
bir sistem geliştirilmiş
Apo’nun talimatıyla
bir dernek kurulmuş ve
bu iş onlara ihale edilmiş.
Herkesin gözünün
içine baka baka yapılan bu işlere devlet ne der
bakalım.
Devlet her zaman 18 yaşındadır. Kandırılamaz,
yıldırılamaz, sindirilemez. Birilerinin keyfi
kaçacak diye de bu tarz meselelere göz yumamaz.
İşı sulandırmaya, bir can suyu olarak algılamaya,
bundan nemalanmaya kimsenin gücü
yetmez, yetemez.
Siyâset yaparsın, mağduru oynarsın, mağdur
da olursun ayrı mesele ama devlete kafa tutamazsın
arkadaş!
Yaptıklarını legalmiş gibi gösterip buradan
bir kazanım ya da siyasî çıkarım elde etmek
kimsenin haddi değil. Ancak ortada dolaşan kirli
bilgi ve kalabalık konuşmaların buna bir yararı
yok. İstanbul’da neler olur, Mardin’de neler biter,
Erzurum’da ne işler döner bize karanlık. Ancak
aşikar olan birşey varki devlet ebet müddet
dinamik ve her zaman enderedir. Afette baba,
yardımda ana, ihanette de sopadır.
Bekleyip göreceğiz.
Nerede ne olduğunu devlet baba söyleyecek
biz kullarına...