İnsan

Asla eksik ve noksan yaratılmamıştır. Eksiğimiz gediğimiz çok ama bu yaratılış la ilgili değil, kendi zaafkarımızla alakalıdır. Hatasız kul olmaz derken her kul hatalı yaratılmış anlamına gelmez bu. Hata yapan kul anlamı zamanla hatasız kul olmaz ifadesine evrilmiştir. Elbette yaratan bütün eksik sıfatkardan tenzih edilecek kadar Ekmel, her murat ettiğini yaratacak kadarda kudret sahibidir. Bu kavramlar arasında kalan hatasız kul olmaz ifadesi yaratana iftira olur. O zaman eksik olan tarafımızı düşünürken kendi mizacımız ve melekelerimizi kullanma reflekslerimizi irdelemek lazımdır. Erdem bir yükleme olsa da, erdemli olmak bizim tercihimizsir. Dürüst olmak bizim elimizde, tevbe etmek, hatadan dönmekte bizim inisiyatifimizdedir. Her ne kadar insan nisyanla malüldür ifadesi bizi eksik kılmış gibi dursa da, biz işimize geldiğince nisyanla malül olmayı tercih etmekteyiz. Hatasını fark etmek onurlu, hatasını telafi etmek akıllı, hata yapmamaya çalışmak ta insanı güçlü kılar. Mücadelen kadar güçlü, davranış biçimlerin kadarda onurlusundur aslında. İnsanı suya benzeten üstat Necip Fazıl’ın, sudan kastı, kıvraklığıyla beraber duru ve şeffaflığıdır aslında. Her doğan İslam fıtratında doğar. Yani temiz, duru ve saftır. Hataları onu kirletir, günahları rengini soldurur, ısrarlı kabahatleride nurunu söndürür. Eğer bir insanın yüzünde berraklık ve nur yoksa, kendi tercihindeki hatalarının sayısı fazla demektir. Eşrefi mahlük olan insana eksiklik ithaf etmek, yaratanın kudretini sorgulamak anlamını taşır. Eğer insana mükemmeliyetlik vasfı yakıştırırsa, hata ve iayanıda yanına koyması gerekir. İnsan tarifi zor, taklidi çok olan bir varlıktır. Eksik gediğiyle nihayetinde insan eşreftir.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.