İftira, büyük bir günahtır

İftira,sözlükte, yalan söylemek, uydurmak, asılsız olarak kötü şeyler isnat etmek birine aslı olmayan bir suçu yüklemek kasıtlı olarak da kara çalma, kuru iftira gibi, mânalara gelir.Terim olarak da bir kimseye asılsız olarak suç, günah yahut kusur sayılan bir söz, davranış veya nitelik isnat etmek anlamlarına gelir. Ahlâk ve hukukta ise,ifk, bühtan gibi,manalarda kullanılmaktadır. Kur’ân-ı Kerim’de, aynı kökten gelen kelimeler, ellidokuz yerde geçmektedir.İnsan hayatına etki ederek hayatın akışının değişmesine sebep olan, birçok etken bulunmaktadır. Bunlar, insan hayatını bazen olumlu bazen de olumsuz yönde değiştirebilmektedir
İftira, kişinin hayatını olumsuz yönde etkileyerek onun birçok sıkıntı ve meşakkat içine düşmesine sebep olur. Bunun yanı sıra, toplumsal planda kişiyi çok zor durumlarda bırakarak kişinin, toplum hayatının dışına itilmesi ve toplumdan soyutlanması gibi, zorlukları da beraberinde getirir, kişi, maddi ve manevi bakımdan, büyük sıkıntılar çeker.
Onun içindir ki özellikle,amir makamında olanlar, kendilerine bir kişi ile ilgili bilgiler geldiğinde onu, araştırıp incelemeden, o kişi hakkında karar verirlerse onlar da iftira edenlerle aynı büyük günahı işleyip Allah’a karşı gelmiş olurlar ki Allah’a karşı gelmenin kendilerine ne büyük felaketler getireceğini bilmeleri gerekir. Su-i zan beslememeliler.
Kur’ân-ı Kerim’de, zikredildiği şekliyle ele alındığında, iftira, Allah’a, peygamberlere ve mü’minlere yöneltilen büyük bir günahtır. Çünkü, Kur’ân-ı Kerim’de, iftira ile Allah (C.C.)’ın zatına ve sıfatlarına, peygamberlerin risalet görevlerine, mü’minlerin de namus ve haysiyetlerine kastedildiği ifade edilmektedir. İftira,Allah (C.C.) tarafından şiddetle haram kılınmıştır.
Çünkü,iftira, Kur’ân-ı Kerim’in ahlâkıyla hiçbir şekilde bağdaşmayan kötü bir fiildir.Fert ve toplum açısından da tahrip etkisi son derece fazla olan kötü bir davranıştır. Onun içindir ki hem dînî hem de beşeri yönden suç olarak kabul edilmiş ve hakkında belirli hukukî cezalar tayin edilmiştir.
İftira ve gıybet,bazı kere,hırsızlıktan daha canidir. Çünkü iftira bir kere insanlar arasında yayılınca, onun aslı olmadığını insanlara anlatmak çok güçtür. Her ne de olsa duyanların
kalbinde bir iz bırakır. Bunun içindir ki bir insana iftira etmek onun hayatına, manevi şeref ve haysiyetine, en çirkin bir surette tecavüz etmek demektir.
Asılsız isnat ve iftiraların yayılmasından hoşlananların, dünyada ve âhirette ağır bir şekilde cezalandırılmayı hak ettikleri bildirilmektedir. ( Nur-12,19). İslâm dininde ve ahlâkında, ilke olarak insanlar aleyhinde, onları kötüleyici ve incitici mahiyetteki her türlü gıybet,iftira, yalan, kul hakkı vb.konuşma ve dedikodu, şiddetle yasaklanmıştır.
İslam dininde, hak, adalet, dürüstlük, sevgi ve saygıyla alâkalı pek çok konu işlenirken aynı zamanda iftira gibi, insan onurunu şiddetle zedeleyici mahiyetteki hak ihlâllerine dair gerekli bilgiler verilmiş ve geniş bir şekilde çeşitli yorumlar yapılmıştır.
Bireysel ve toplumsal olarak böyle büyük ve yıkıcı bir etkiye sahip olan iftira, her türlü kötü ahlakı, günah olarak nitelendiren Kur’ân-ı Kerim’de de ele alınmıştır.İftira, masum insanların zarar görmesini ve bu zarardan iftira edenin de bir fayda temin etmesini amaçlamaktadır. Bu ise Kur’ân-ı Kerim’in düsturuna hiçbir şekilde uymamaktadır. İftiracılar, İslâm nazarında en aşağı ve en alçak birer mahlukturlar.Onun içindir ki dilimizi böyle kötü şeylere alıştırmamayaçok dikkat etmeliyiz.
Yüce Allah (C.C.)’ın, şirki, iftira (Allah'a ortak koşan kimse, şüphesiz büyük bir günahla iftira etmiş olur.( Nisa-48) olarak tanımlaması, dolaylı olarak iftiranın da zulüm anlamına geldiğini göstermektedir. Yüce Rabbimiz Allah (C.C.), Allah’a iftira etmeyi zulüm, iftira atanları da zalim olarak nitelemiş ve iftira atanların yani zalimlerin de felah bulamayacaklarını buyurmuşlardır.
Onun içindir ki ey iftira atanlar !.. Allah (C.C.)’tan korkun, zalimler grubuna girip felah bulmayanlardan olmayın. Rabbimizin o can yakıcı (azâb’ün elîm) kızgın azabını iyi hatırlayın.
İftira etmek kul hakkına girer. Bu yüzden başkalarının günahını üzerimize almayalım. Kul hakkı, “ hukukullah “ tan ayrı kategoride sayılan bir haktır. Üzerinde,kul hakkı olan birisinin, tövbesinin kabul olması için, hakkını aldığı o kimseden helallik alması gerekir. Bunu yapmayanın tövbesi de kabul edilmez.
Hiç hak etmediğim bir insan olarak ben de iftiraya uğradım. O zamanki amirim, bana, hiç bende olmayan dokuz şeyi iftira etti. 18 Kasım 1982’de, Erzurum’dan, kuşun yuvasından çıkmadığı bir zamanda tayin edildim. 1.5 yıllık evli eşimin ve 3 aylık çocuğumun üzerine kapıyı çekip tayin olduğum İl’e gittim. Altı ay otellerde süründüm. Çok hem de çok büyük sıkıntılar çektim. Bu yüzden iftiranın ne demek olduğunu çok iyi bilirim.
O gün bana iftira edip tayinimin çıkmasına sebep olan ey amir !.. Sana hakkımı helal etmiyorum. Herkesin nefsi nefsi dediği, herkesin anna-babasından kaçıştığı o gün hesaplaşacağız. Bana iftira atıp beni mağdur ettiğin, o hakkımı nasıl vereceksin?
Bugün,bazı softa,sözde din adamları “o gün, Allah sana cennette bir köşk verecek sen de hakkını helal edeceksin” diyorlar. Hayır, ben, cennetin eşiğinde yatacağım,o köşkü almayacağım ve o adamın da cehennemde cayır cayır yandığını görerek İlâhî adaletin tecelli ettiğine şahit olacağım.
“O İftirayı çıkaranlar, içinizden küçük bir gruptur. Siz o iftirayı kendi hakkınızda fena bir şey sanmayın, bilakis o sizin için hayırlıdır. O iftiracılara gelince, onlardan her birinin, kazandığı günah nisbetinde cezası vardır. Bu yaygaranın elebaşılığını yapan şahsa ise, cezanın en büyüğü vardır. (Nur -11)”.
“ Sakın zulmedenlere meyletmeyin, sempati duymayın, yoksa ateş size de dokunur.
( Hud-13).”.Selam ve saygılarımla

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.