İcat ve mucit

İnsanoğu var olduğundan bu güne kadar bir çok mehale kat etmiş, ilkel yaşamdan medeniyet çağlarına gelmiştir. Kendi hayatını kolaylaştırmak adına icatlar keşfetmiş, alet edevat yapmıştır. Avlanmak için ok, kargı, savaşmak için kılıç yapmış. Tatar yayının keşfi bir üst merhaleye, tekerleğin icadı medeniyete götürmüştür insan oğlunu. Yazıyı bularak meramını anlatmış, parayı bularak köle düzeni kurmuştur. Çalışmadan kazanma hevesleri o zaman başlamıştır aslında. Ateşli silahın zoraki bulunuşu moğol istilasından çini kurtarırken, insanlığı kaoslara sürüklemiştir. Kendi adına yarar sağlama umuduyla icat ettikleri zamanla başına bela olmuştur. Ancak kendi hayatını kolaylaştırma adına keşiflerden uzak durmamış, bu gün hala rahat yaşam savaşı vermektedir. Bulduğu her materyalde kendi kalitesini bir üst çıtaya taşısa da, istekleri bitmeyecek gibi görünüyor. Tanrının gazabına uğrayacak kadar rehavet ve şehvete saran insan bu egolarını tatmin için hala şansını zorlamaktadır. Yazıyı icad edince kalemin kıymetini, tekerleği icad edince uçağın kıymetini anlamak gibi bir derdi olmasada, dünyadaki hakimyeti ve kanun koyuculuğu sınırları zorlamaktadır. Kendi varlığını sürdürmek için dağları deviren, yerleri delen, uzayı otoban gibi kullanan insanoğlu kendi babasının zannettiği masivada at koştururken, tanrının gazabı zamanla uyarmıştır. Bu gün bir mikropla, gözle görülmeyen bir tek hücreyle uyarı almış olan insan, bunada bir kılıf uydurmanın peşinde, ancak mucit olan sadece kendi olmadığının farkında değil maalesef. Bir gün onuda görecek ama, zannımca çok geç olacak.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.