Ağlayan Gelin veya Ters Lâle çiçeği, tarih boyunca, çeşitli kültürlerde; şiir, resim, yapı ve diğer eserlerde bir motif olarak kullanılmıştır. Geçen yazımızda da Tac Mahal gibi bir dünya şaheserinde, Ters Lâle motifinin çokça kullanıldığını söylemiştik. Özellikle, Anadolu’muzda soğuk bölgelerde, bolca yetişmektedir. Diğer yörelere göre, Anadolu’nun bir simgesi gibidir. Ağlayan Gelin çiçeği, Anadolu’muzla sanki özleşmiştir. Bu yıl bol yağan kar ‘Ağlayan Gelin’in yüzünü güldürdü. Nesli tükenmekte olan ‘Ağlayan Gelin’ çiçeği, Anadolu’da,1500 rakımındaki, baharın müjdecisi olarak bilinmektedir.Türkler, bu lâle soğanlarını, Orta Asya’dan bu bölgeye getirdiler. Soğuğu çok sever, 1500 rakımın altında açsa da kokuyu güzel vermez. Ömrü sadece 15-20 gün kadardır. Geçen yıl, kış ayının sıcak geçmesi ve kar yağışının az olması nedeniyle açamayan ‘Ters Lâleler’, bu yıl, aşırı soğuk ve kar yağışı nedeniyle bol miktarda çiçek açtı.’ Ağlayan Gelin ‘ Anadolu’da ve birçok yerde hüznün sembolü kabul edilir ve ender bulunur.Bu bitki, özellikle Şah Cihan’ın genç yaşta ölen eşi, Ercümend Bânû Begüm için yaptırılan eşsiz eser, Tac Mahal’de çokça kullanılmıştır. Ağlayan Gelin - Ters Lâle, genellikle soğuk iklimlerde bulunan kırsal bölgelerde, yüksek yerlerde yetişen endemik bir bitki türüdür. Ağlayan Gelin; Türkiye, Kuzey Irak, İran, Suriye, Rusya, Filistin, Ürdün, Afganistan, Pakistan ve Kuzey Hindistan’ın dağlık bölgelerinde,Himalayalar’da doğal olarak yetişmektedir. Anadolu’da doğuda; Erzurum,Hakkâri, Şemdinli, Bitlis, Siirt, Adıyaman, Elâzığ, Malatya ve Van başta olmak üzere, Güneydoğu bölgelerine kadar uzanmaktadır. Doğu Anadolu dağlarında yabani olarak yetişir. Trakya bölgesinde (Silivri köyleri) süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Zambakgiller familyasından olan Ters Lâle, doğal görünüşüyle mevcut kültür lâlelerinden çok daha gösterişlidir ve çiçeği değişik renklerde olup lâlenin tersine, yere doğru bakmaktadır. Çiçekleri oluşumundan itibaren, ters bir şekilde büyüme gösteren Ağlayan Gelin, otsu ve soğanlı bir bitkidir. Ters Lâle’nin soğanları, 7-8 cm çapında olup basık şekillidir ve bitkinin taç şeklinde yaprakları bulunur. Gövde boyu, 50-100 cm arasında değişebilmekte, 4-8 adet yaprağı bulunan bitkinin, parlak yeşil renkteki bu yaprakları, gövdenin alt yarısında dairesel olarak dizilmiş olup mızrak şeklindedir. Çoğunlukla her dalında altı adet çiçeği bulunmaktadır. Ancak tabiatta, 5-12 adet arasında değişen sayıda, çan şeklinde çiçeği olanları da bulunmaktadır. Çiçekler yalın kat ya da katmerli olabilirler. Yapraklarında beyaz ya da altın sarısı renkte çizgiler mevcuttur. Çiçek açma dönemi Mart ve Mayıs ayları arasındadır. Çok soğuklarda yaprakları donabilir. Ancak bu yapraklar güneşi görmesiyle birlikte yeniden gelişmeye ve büyümeye devam ederler. Rengi turuncu, kırmızı arasında değişen tonlarda olabildiği gibi sarı da olabilmektedir. Ülkemizde doğada yetiştiği Van, Hakkâri, Şemdinli ve Adıyaman’da koyu kırmızı renkte olanların yanı sıra, narçiçeği kırmızısı ve az sayıda da olsa sarı renkte çiçeklere sahip ters lâlelere rastlanabilmektedir. Ayrıca Antakya-Şenköy’de mor renkte Ağlayan Gelin türleri mevcuttur. Yabani formları ise genellikle turuncu veya kırmızı renklerdedir Dayanıklı bir bitki türü olan Ağlayan Gelin, çiçeklerinin ters durması nedeniyle ünlenmiştir. Anadolu tabiri ile boynu bükük bir görüntü sergilemektedir. Asurlular zamanında “Ağlayan Lâle” ismi verilen, Anadolu’da yaygın olarak “Ağlayan Gelin” şeklinde adlandırılan bu bitkiye; Ters Lâle, gelin çiçeği, imparator çiçeği, imparator lâlesi, imparatorluk tacı, şahtuğu, kral tacı, galır, dağ lâlesi, güle, şılır, ters kupa, mungur, tönbek ve boynubükük gibi, Türkçe isimler verilmiştir. “Adıyaman Lâlesi” olarak adlandırılan bu bitki, birçok kaynakta, “Adıyaman” olarak da anılmaktadır. Van’da “boynubükük”, Hakkari’de “gülnahun” denilmektedir. Ağlayan Gelin hasret ve muhabbet çiçeği olarak da bilinmektedir. Bazı yerlerde “şerefeli lâle” de denilen bu bitkiye “Ağlayan Gelin” denilmesinin nedeni, çiçeklerinin dip kısımlarındaki gözyaşına benzeyen nektar bezlerinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca bu bitkinin çiçeklerinin göbek kısmında nektar damlacıklarının, çiçeğin konumu dolayısıyla yere damlaması, Hz. İsa (A.S.)’nın çarmıha gerildiği zaman, Hz.Meryem Ana’nın gözyaşlarından yere akan damlalarla özdeşleştirilmiştir. Bu gözyaşlarından oluşarak yetiştiğine inanılan Ters Lâleler, Hristiyan aleminin, kutsal çiçeği olarak da kabul edilmektedir. Hindistan’da ise “kaiser’s crown” olarak adlandırılmaktadır. Kaiser’in kelime manası; Hintçe’de safran demektir. Ağlayan Gelin, Hindistan’ın Keşmir bölgesinde, yüksek yerlerde ve Himalayalar’ın eteklerinde doğal olarak yetişmekte, turuncu renkte açmaktadır ve renginden dolayı bölgede bu şekilde isimlendirildiği anlaşılmaktadır. Hindistan’da da Nisan ve Haziran aylarında açmaktadır. Kırmızı renkte olanları da bölgede mevcuttur. Ağlayan Gelin en eski süs bitkilerinden birisi olup Osmanlılar zamanında lâle, nergis ve sümbül kadar popüler bir bitki olmuştur. Ağlayan Gelin, 400 yıl önce, Türk bahçelerinin çok kıymetli bitkilerinden birisi olup, I. Selim zamanında en çok sevilen bitki türlerinden olduğu bilinmektedir. Rix and Phillips, Avrupa’da XVI. yüzyıldan beri kültürü yapılmakta olan Ağlayan Gelin çiçeğinin, İstanbul’dan, Viyana’ya getirildiğini, oradan da Hollanda ve İngiltere’ye yayıldığını rapor etmiştir.Yani bu hırsız Batı her değerimiz gibi bu değerimizi de çalmıştır. Ağlayan Gelin XIX. yüzyılın sonlarına kadar Osmanlı topraklarına has bir çiçek olarak kalmıştır. XX. yüzyıl başlarında yapılan araştırmalar ve ilerleyen bitki yetiştiriciliği sonucu türleri çoğalmıştır. Bugün Ağlayan Gelin,in dünya üzerinde bilinen, 165 türü ve tür alt kategorisi bulunmaktadır. Zaman içerisinde unutulan ve eski önemini yitiren bitki, 1960’lı yıllarda Adıyaman’da Ali Deniz tarafından yeniden fark edilmiş ve bunun ardından doğadan sökülerek ihraç edilmeye başlamıştır. Neyse ki değeri, 60 yıl önce anlaşılan ve koruma altına alınan bu değerli çiçeği, Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü,yılda 15 -20 gün açan, nesli tehlike altında olan bu güzel, Ters Lâlelerin, bir tanesini koparan kişiye, 80 bin 465 TL idari para cezası kesileceğini belirtmiştir. Koparılması veya götürülmesi kesinlikle yasaktır. Böylece koruma altına alınmıştır. Ülkemizin sembolü haline gelen, bu nadide çiçeği koruma altına alan ve bunu sürdüren tüm yetkililerimize ve korunmasına yardımcı olan, duyarlı tüm vatandaşlarımıza çok çok teşekkür ediyorum. Allah (C.C.) hepsinden razı olsun. Âmin, Âmin !.. Selam ve saygılarımla… Not : Yüce Atatürk’ün, gençliğimize hediye ettiği, ülkemizin teminatı olan gençlerimizin “ 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı”- nı, canı gönülden kutluyorum.
Ülkemizde ne güzel zenginliklerinin güzelliklerinin varmış. Haberdar olduk. Teşekkür ederiz yazar kardeşimiz. Bunları çok iyi korumalıyız.