Size bir müjde vereyim mi? Ülkemiz ve milletimiz adına sevindirici bir bilgi paylaşmak istiyorum sizinle; bu ülkeyi yıkamayacaklar, bu milleti sindiremeyecekler. Bu biraz siyasi slogan gibi oldu ama benim bahsettiğimin onunla bir alakası yok. Milletlerin geleneksel ve alışkanlık yöntemleri ile devam ettirdikleri bazı özellikleri vardır. Bir de karakterleri vardır ki bunun gelenekle ya da bölgesel davranışlarla alakası yoktur. Mesela Araplar elleriyle yemek yerler. Dünyanın neresinde götürürseniz götürün, hangi ortamda olursa olsun adamlar böyle alışmıştır. Çinliler Eskişehir’de de olsa sağda solda yemekte kullanabileceği çatal yerine çubuk arar. Bunlar alışkanlıklardır ancak İngilizler sinsi, Yunanlılar korkak, Almanlar sağlamcıdır mesela. Bizim de bir hasletimiz ve özelliğimiz var ki zaten dünyanın derdi de bu kod. Bizde bir hürriyet kodu vardır genetik şifrelerimizde. Biz asla birine bağlı yaşamak istemeyiz; ölürüz hür gezeriz, aç kalır dik dururuz. Tarihte kurduğumuz devlet sayısına bakınca bu kodun hala aktif ve ilelebet de aktif olacağı gözlenmektedir. Garip ama adam babasına küsüp gidip devlet kuruyor ya da iki kardeş birbirlerine eyvallah etmeyip beylikler inşa ediyorlar. Kimse kimsenin boyunduruğu altında yaşamıyor. Bu babası da olsa kardeşi de olsa eyvallah etmiyor. Ülkemiz üzerinde sinsi emeliler besleyen her kim olursa olsun bu kodu bilmek zorundadırlar yoksa başlarına bela almaktan başka bir iş yapmamış olurlar. Bizim derinliklerimiz çok derinlerde. Orta Asya ve Mezopotamya’da... Bu kökü sökebilecek bir güç çıkmamış ve çıkmayacaktır. Dolayısıyla hangi dalımızı kesseler alttan bir sürgün çınar olur, yaprak sürer, dal verir ve yıllarca yıkılmaz. Bu meyanda söylenebileceklerin hepsini bir araya getirseniz fasiküller olur kaldı ki bizim tarihimizi anlatmaya mevcut fasiküller yetmemiştir. Onun için size bir müjde vereyim bu millet ilelebet payidar olacaktır. Allah devlete zeval vermesin gerisi önemsiz.