Cumartesi günü Kazım Karabekir stadyumunda takımın kaderini belirleyecek bir müsabakaya çıktık. Alt sıralardan kurtulmak ve sonraki haftalara daha umutlu bakmak için 6 puan değerinde bir maça çıktık. Maalesef ne kale, ne savunma ne orta saha nede forvet hattımız hiçbir iş yapmıyor. Her hafta kaleye gelen her şutta zor veya kolay fark etmeksizin yüreklerimiz ağzımıza geliyor. İyi niyetinden asla şüphemiz yok. Fakat kalecimiz Göktuğ Bakırbaş, öyle goller yiyor ki, bizlere yok artık dedirtmeyi başarıyor. Yahu kardeşim, Allah aşkına artık bir topuda tut be tut. Gelelim savunma hattına, öyle basit hatalar yapılıyor ki, akıllara zarar! Orta sahamız sadece pres yapmakla yetiniyor ve artı bir katkısı zaten yok. İleri uçta zaten Eren Tozlu bulduğu pozisyonları gole çevirirse bir şansımız var. Aksi takdirde kazanmak gibi bir derdimizde yok.
Evet, gelelim hoca konusuna; Öncelikle Muzaffer hocamıza emeklerinden dolayı sonsuz teşekkür ediyoruz. Ayrıca Hakan hocada hayırlı uğurlu olsun diyelim. Yönetim Muzaffer hocayı başarısız bulmuş olacak ki, yolları ayırma kararı almış. Herhalde yönetim çok başarılı işler yapıyor. Hakan hocanın ise takıma katacağı hiçbir şey yok düşüncesindeyim. Çünkü Muzaffer hoca elindeki kadro ile en iyisini yapıyordu. Sahaya çıkan oyuncuların tamamına yakınını zaten kulübe kendisi getirmişti. Transfer tahtası açılmayacaksa neden Muzaffer hoca gönderildi? Yeni gelen hoca Göktuğ’a, Olanare’ye, Batuhan’a veya son saniyelerde kaleci ile baş başa pozisyonda amatörce topu dışarı atarak takımını hem golden hem de 1 puandan eden Rosheuvel’e ne yapabilecek? Şahsi fikrimi belirtiyorum. Bir Erkan Sözeri hatası daha yapıldı. Yani hatalar zincirine yeni bir halka daha eklendi. Burada hocaya tüm suçu yıkarak yolları ayırmak sadece tepkilerin dinmesi için yapılmış bir hamledir. Zaten Hakan Kutlu hazırda bekletiliyormuş. Tahta kapalı olduğu ve kadro güçlendirilmediği sürece bir hoca gider bir diğer hoca gelir. Sonuç başarı elbette gelmez. İnşallah bizler yanılırız. İlerleyen haftalar bakalım bizlere neler gösterecek.