Hakkı hak edene ver, ekmeği emekçiye. İbrahim Hakkı Erzurumi, 316 yıl önce hakkı teslim edilmediği için göç etmiş başka diyarlara. Kıymetini bilememişler. Belkide fark edememişler ellerindeki hazineyi. Belkide nasipmiş yada manevi bir işaretle göreve gitmiştir. Bu gün Amerika üniversitelerinde, tıptan astronomiye, sağlıktan gök bilimine, hendese den sosyolojiye, psijolojiden metafiziğe bir çok konuda ders kitabı olarak okutulan meşhur marifetnamenin sahibi. Bu gün gelişen teknolojiye rağmen hesaplanamayan gök cisimlerini resmeden, gelişen sağlığa rağmen hangi damarın hangi kemikten geçtiğini bilemeyen bir gelişmişlik farkıyla, asrın çok önünde bir irfana sahip bilim ve ilimin adamı İbrahim Hakkı. Hz mevlana, Ebu eyyüp el Ensari (eyüpsultan) gibi isimleri marka haline çevirip etrafından beslenen bir sürü embesile rağmen, İbrahim Hakkı hazretlerinin hakkını teslim etmek çok geç kalınmış bir iş olsa gerek. Bize veda edişindeki sırrı çözemediğimiz gibi, kıymetini bilmekte de tembellik ettiğimiz bu cevheri, sadece bizim diyerek övünmeye çalışıyoruz. Sade ve yalın bir sahiplik mantığıyla teslim edemediğimiz hakkının hakkını ufak tefek şeylere geçiştirmek yakışıksız olsa gerek. Muhteşem tespitleri kuru ve basit düşüncelerle, ayküsü yükseklerin hayranlıkla izledikleri bir cevhere pul kadar kıymet veremeyen bizlere ar olsa gerektir bu utanç. Aymazlığın ve utanmazlığın üstünü kapatmak için basit sempızyumlara taktıkları isimle anmaya çalışmaları sıradanlığın adıdır bence. Küskün ve dargın giderken çektiği ahları bedeli olsa gerek bu günlerimiz. Sahipsizliğimiz onun sahiosizliğine benziyor. İsmimizde hakeza. Yinede hakkı vardır noktasında, hatıralarına saygı olması babında, İbrahim Hakkı Erzurumi yi rahmet ve minnetle anıyorum. Bize bıraktıklarına ve hatırasına teşekkür ediyorum.