Kime sorsan hayattan ne öğrendin, ne gördün diye, kocaman bir”hiiç”le ihanet der. Akrabadan başlamak üzere sıraladığı kişiler muhtemelen dostları ve yakın çevresidir. Bu genel bir tanımdır hayata dair. İhanet kötülük ve atılan kazıklar genelde kendi çevresinde cereyan eder. Bu bir çözüm yöntemimidir yoksa bahanemedir muamma. Yani insan yakınına dostuna akrabasına neden kazık atsın ki değilmi. Yada eşinden dostundan neden kazık yesin. Bu cümleyi cok sık duyunca insanın genetik kodlamalarında bir ihanet geni olabileceği düşünülebilir. İnsan gerçekten eksikmi yaratılmıştır yoksa bahaneleremi sığınmakta. İman noktasında kendine seçim ve alternatif şıklar verilmekle beraber tercihini ne yandan kullanırsa kullansın kendini bağlar. Ancak dış etkenlerden gördüğü zararı kendine ihanetmi kabul etmektedir. Yada bu ihanet dış dünyasından olunca kabullenip, kendi çevresinden olunca zorunamı gitmektedir. İzlediğimiz filmlere okuduğumuz notlara bakacak olursak, casusların jurnalcilerin hainlerin sadece kendi cografyamıza ait olmadığını görürüz. Bu biraz içimize su serpsede kendi insanımız adına, hainliğe sevinebileceğimiz anlamına gelmemeli. Elbette insan zarar edebilir. Ticaretinde yatırımlarında yada kişisel ilişkilerinde edeceği zararı doğru okumalı bence.