Eski hikayeler ya da komedi sahneleri
vardır hatıralarda saklanan. Şöyle bir
komik mesele anlatılır. Derlerki köyün
birine bir kamyon gitmiş. İlk defa araba
gören evin hanımı misafirlere yemek hazırlamış.
Bir tepside kamyonun önüne koymuş. Ne yapıyorsun
demiş evin adamı. Kadın günahtır oda
can değilmi diye cevaplamış.
Garip işler bununla mahdut değil elbette.
Anadol var mesela; ön
kaputu bakalit olduğu
için eşek tarafından yenilen.
Hacı murat var
mesela hacca giden.
Hikâyesi şöyle bu arabanın:
1971 yılında “Murat
124” adıyla ilk Bursa’da
üretildi. Adını
Bursa’nın başkent olduğu
zamanda padişah
olan 1. Murat’tan aldı.
Peki bu arabaya neden
Hacı Murat dendi?
1970’lerde arabayla
Hacc’a gitmek serbestti. Türkiye’de insanlar
ilk olarak Murat 124 ile Hacc’a gitti. Bu arabanın
adı ondan sonra “Hacı Murat” olarak kaldı.
Hatta Arabistan yetkilileri “Hacı Murat” yoğunluğunu
fark edince bu arabalar neyin nesi ki
diyerek şüphelenip incelemeye almışlardı. 1971-
1979 arasında 134 bin adet üretilmişti.
Hacı Murat’ını satmak isteyen bazı insanlar
“Araba iki kez Hacca iki kez de umreye gitmiştir”
diyordu.
Az da olsa sırf kutsal toprakları gördüğü için
arabayı alanlar da vardı.
Sahibinden satılık iki kez hac görmüş araba.
Hayırlı olsun diye gelin arabasını “Hacı Murat”
yapan da vardı.
Kim ne derse desin “Hacı Murat” bir efsanedir.
Kimileri ona yürüyen tabut diye alay ederdi
ama motorunun neredeyse arıza yaptığı çok az
görülmüştü efsanenin.
Doktordan temiz, avukattan ilk el hatta hanım
arabası diye hikâyeler dinledik yıllarca. O
zaman bu komediler vardı ama bizim arabamız
da vardı. Şimdi yenisi yolda inşallah. Yakında
kullanıma sunulacak ama bakalım komik hikayeler
onla ilgili de olacak mı...