GÖNÜL ALMAK

Gönül almak, gücenen, kırılan birinin gönlünü güzel davranış veya sözlerle hoşnut etmektir. Gönlünü almak istediğiniz kişiye bağlı olarak kimi zaman işiniz kolay olabilirken kimi zaman da bir o kadar zordur. Bu konu üzerine birçok hadis-i şerif, ayet ve özlü sözler de bulunmaktadır.

Dinimizde de gönül kazanmanın önemi fazladır. Öyle ki çoğu âlimler bu konuyu sözlerinde her defasında vurgulamışlardır. Örneğin “Müslümanın, din kardeşine üç günden fazla dargın durması helal değildir. Onlar birbirleriyle karşılaştıklarında birisi yüzünü şu tarafa, diğeri ise öte tarafa çevirir. Onların en hayırlısı önce selam verendir.” (Tirmizî, “Birr ve Sıla” 21) dendiği gibi Müslümanın, Müslüman kardeşine sırt çevirmesi hoş karşılanmamaktadır.
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Sen varını, yoğunu, malını, mülkünü ver de bir gönül yap! Yap da o gönül; mezarda, o kapkara gecede sana ışık versin. Allah’ın huzuruna altın dolu binlerce kese götürsen, Cenâb-ı Hâk “Bize bir şey getirmek istiyorsan kazanılmış bir gönül getir! Çünkü altın, gümüş bizim için bir şey değildir. Eğer bizi ve rızamızı istiyorsan, bunun ancak bir gönül kazanmaya bağlı olduğunu unutma!” der Kısacası gerçek servet mal, mülkle değil, gönülden yükselen hayır dualarının getirdiği saadettir.
Sözlerimi bir hikayeyle devam ettirmek isterim:Bir kadın evine giderken yolda gördüğü bir çocuğun elindeki çöp ile toprağa bir şeyler çizdiğini görür ve “Ne yapıyorsun?” diye sorar. Çocuk “Cenneti parselleyip satıyorum abla.” der. Çocuğun cevabı kadının hoşuna gider ve çocuğa sorar “Bana da bir parsel verir misin, ne kadar?” der. Çocuk “20 TL abla.” der. Kadın parayı verir ve evinin yolunu tutar. Evine giden kadın olayı unutur. Sonra bir gece rüyasında kendisini cenette görür. Bu durumdan etkilenip olayı hemen eşine anlatır. Kadının eşi, hemen çocuğun yanına gider. Çocuğa aynı şekilde “Ne yapıyorsun?” diye sorar ve çocuk aynı cevabı verir. Adam “O zaman bana da bir parsel ver, ne kadar?” diye sorar. Adamın sorusu üzerine çocuk “1 trilyon amca.” der. Adam şaşkınlığını gizleyemez ve “Ne yapıyorsun, hanım 20 TL demişti.” der. Çocuk ufak bir tebessümle “Amca eşin o parayı cenneti almak için değil, gönlümü almak için verdi. Sen cenneti o kadar ucuz mu sandın? Cennet ne çok ucuz ne de çok pahalıdır. Cenneti kazanmanın yolu gönülleri kazanmaktan geçer.” cevabını verir.
Bu hikâyeden de anladığımız üzere gönül almanın yolu önemli değildir. Bir tatlı dil, güler yüz bile gönül almaya yeterlidir. Önemli olan o gönlü hoş edebilmektir. Karşımızdaki bizi ne kadar kızdırsa, üzse de ona karşı asla kırıcı bir söz etmemeliyiz. Ağzımızdan çıkan her kötü söz bizi cenneti kazanmaktan uzaklaştırır.