GİT TESLİM OL BİR MÜRŞİDE, GÖR HİKMETİ HERBİR ŞEYDE!

İnsanın rüşt (erginlik) sahibi olabilmesi
için kendisine yol gösterici
mürşidinin olması gerekir. Bunlar
özelde ebeveynler olmak üzere, diğer
aile bireyleri ve genel mahiyette ise
çevre faktörlerini de içine alan bir
yapıyı ihtiva eder. Anne-baba
çocuğun ilk mektebidir. Bu ilk mektebin
önemi çok büyüktür. Öyle ki; Ömrü
boyunca taşıyacağı karakteristik özelliklerin
temellerinin atıldığı dönemdir.
Çocuğun anlayış dünyasının merkezi
konumunda olan bu öğretiler, hayata
bakış açısına yön vermesi dolayısıyla
çok özeldir. Bir Hadis-i Şerifte Fahri
Kainat Efendimiz (sav) “Her doğan
İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra
anne-babası onu Hıristiyan, Yahudi
veya Mecusi yapar.” (Buhari-Cenaiz
92 -Ebu Davut) buyurarak, insanın
fıtratının temiz olduğunun ve bu
temizliğin ikmal edilerek devam
etmesinin, anne ve baba gibi mürebbilerle(
terbiye edici) mümkün
olabileceğini belirtmektedir. İlerleyen
süreçte bu ikmal Çevre, eğitici,
öğretmen vs. faktörlerle devam eder.
Arkadaş da, arkadaşın mürşidi olabilir.
Muvaffak olmanın gerekliliğidir bir yol
gösterici ile yürümek. Yol gösterebilme
durumunun kendilerinde
kemâlat bulmuş haline İnsan-ı kâmil,
Mürşid-i Kâmil ismini vermekteyiz.
Anne-baba yanlışı tercih etmiş
olabildiğinden, tercihleri de yanlışa
sürükleyecektir. Bu da çocuğun
Hadis-i Şerif’lerde ifade edildiği gibi,
farklı akaidlere/ kültürlere/ toplumlara/
adab-ı muaşeretlere/ yönelmesine
sebep olacaktır. Hepinizin malumu
olduğu üzere inandığını yaşamadığı
için, yaşadığı gibi inanan
azımsanamayacak bir kitle bulunmakta.
Hal böyle olunca, çocuğuna
hiçbir faydası olmayan ve olamayan
ebeveyn sayısı da buna paralel olarak
azımsanamayacak düzeyde bulunmakta.
Peki, bu insanların ve
çocukların manevi durumu ne olacak?
Maalesef ki henüz kendi yanlışını
kavrayamamış ebeveynler, birbirlerine
yabancılaştıkları evlerinde, kitle
iletişim araçları ve sosyal paylaşım
siteleri vesilesi ile dünyayı gezinirken
aynı mecralarda adeta fink atan
çocuklarını da nasıl kurtarabilirimin
hesabını yapmamakta! Eskiden
çocuğun terbiyesi sokağa bırakılırdı.
Şimdi o zamanda da değiliz! Peki
ebeveyn bu şekilde onlara nasıl
yardımcı olacak, nasıl eğitecek? Zira
ebeveyn de sıkıntıda “Kendisi himmete
muhtaç dede nasıl gayrıya himmet
ede!” En hakiki mürşidin ilim
olduğu gerçeğini bilerek, ilmin menbaı
olanlarla ünsiyet(yakınlık) kurarak
bunu gerçekleştirebiliriz. İlmin menbaı
da mürşid-i kâmillerdir. Tarihimize yön
vermiş abide şahsiyetlere
baktığımızda mürşid-i kâmillerle olan
ünsiyetleri ve kendilerine olan tasarruf
ve tefeyyüz neticesi ile başarılarını
nasıl taçlandırdıklarını rahatlıkla görebiliriz;
Abbasi Halife’si Harun Reşid;
Behlül Dane, Ertuğrul Gazi; Şeyh
Edebali, Osman Bey; Şeyh Edebali
/Dursun Fakih /Kumral Abdal , Orhan
Bey;Davud-i Kayseri, Yıldırm Beyazıt;
Emir Sultan (Babası Seyyit Emir
Külal), Çelebi Mehmet; Emir Sultan,
Murat Han; Hacı Bayram-ı Veli
(Öğrencisi Akşamseddin), Fatih Sultan
Mehmet; Molla Hüsrev,
Akşemseddin, Molla Fenari, Molla
Gürani, Şeyh Sinan, Akbıyık Sultan,
II.Bayezıd; İbni-i Kemal(Ahmet
Kemalpaşazade), İdris’i Bitlisi, Yavuz
Sultan Selim; İbni-i Kemal(Ahmet
Kemalpaşazade), İdris’i
Bitlisi, Hasan Can, Kanuni Sultan Süleyman;
Yahya Efendi,
Abdülmecid,Abdülaziz,II.Abdulhamit
Han; Ziyaeddin Gümüşhanevi...
Demek oluyor ki türküde de geçtiği
üzere “Git teslim ol bir mürşide, hikmetini
gör herşeyde!” gerçeğiyle
yüzleşmemiz gerek. Meseleyi anlamayanlar
ya da anlamak istemeyenler,
teslimiyeti esaret olarak
düşünebilmekte! Oysa burada teslimiyet,
özgürlüğün ta kendisidir. Nefsin
heva ve isteklerinden kurtuluş,
dünya ve ukba için mücadeleye
başlanılan özgürlüğün mukaddimesidir.
Kendini kaybedenlerin kendine
gelmesi, kendisi ile adeta sulh ilan
etmesidir. -kendine gelmek deyiminde
ifade edildiği gibi- İsyanının farkına
vararak tövbe etmesi ve hiçbir yerde
yalnız olmadığı şuuruyla, mahlukata
müşfik davranmasıdır. Yaradılana
olan muamelesinin Yaradana rücû
ettiğini kavramasıdır. En büyük
intikamın “Affetmek” olduğunun
farkına varmasıdır. Bu esaretse en
büyük özgürlük bu esarettedir!!!
Cenab-ı Hak rızasına uygun
yaşamamıza vesile olan mürşid-i
kâmillerin tasarruflarını üzerimizden
eksik eylemesin. Allah’ımıza
niyazımız, hepimizi görmek istediği
minval üzere oldursun.Ya Rabbi!
Önce oldur, sonra öldür!Selam ve dua