Hani önceki seçimde diyordu ya “Gel bakalım Muharrem” o da Cumhurbaşkanlığı Adaylığı meselesindeydi bizim çağrımız da Cumhurbaşkanlığı Adaylığı meselesinde; gel bakalım Kemal. Bir anlat bakalım ABD’ye neye gittin kimle görüştün neyi görüştün. Elbette biz nereye gittiğini, nerede konuşacağını, konuşma yaptığı üniversitenin rektörünün ya da sahiplerinin kimlerle ilişik olduğunu biliyoruz ancak bakalım her konuda olduğu gibi bu konuda da mantıklı bir yalanın var mı? Bunu söyleyince senin her sözünün yalan olduğu algısı çıkıyor ortaya ama değil elbette sen bize hiç yalan söylemezsin şimdi de söylemeyeceğin gibi. Emir almak için gitti diyecekler senin için ama sen kimseden emir almazsın biz biliyoruz çünkü 6 kere evet dediğin tezkereye hayır demeni kendi üstün yanında kararlaştırıp da öyle karar verdin değil mi? Sana kimseye kontrollü darbe de diyemez, dedirtemez çünkü sen biliyorsun ki bu kontrollü darbeyi FETÖ’cüler de senden öğrendi bu meseleyi... Sonradan yaptıkları açıklamada ama hemfikir olmuş gibi oldu bir anda olsun biz biliyoruz ki sen kimseden emir almazsın. Dayının teyzesinin görümcesi ABD’de bir üniversiteyi kazandığı için ona iki bakraç yoğurt biraz da börek götürmek için gittiğini biliyoruz. Bunu böyle söylersen kimse inanmaz sen en iyisi başka fırıldak çevirdiğini söyle de rahat edelim. Sadece sen değil Davutoğlu’nun Almanya’ya, Babacan’ın da İngiltere’ye gideceğini öngörüyorum bu süreçte. Bakalım, hafızam beni yanıltmazsa yakın tarihte onlar da lohusa görmeye gidecekler. Hani adettendir gidemeyenler ise buradaki elçiler aracılığı ile görüşüyorlar zaten sıkıntı yok onların da iyi niyet ve temennilerini zaman zaman izliyoruz perde arkasından. Gel bakalım Kemal, anlat bakalım; bu yabancı hayranlığı pek bir hayli alamet değil gibi icazet mi alıyorsunuz? Garanti mi alıyorsunuz, emir mi alıyorsunuz yoksa iki bakraç yoğurdu bana çok gördüler mi diyorsunuz konuyu bize bir anlatın.