Gaybı ancak Allah (C.C.) bilir

Gayb konusunda, son zamanlarda ortaya atılan yaygaraların haddi var hududu yok.

Gayb, sözlük anlamı olarak ; gizli olan, göze görünmeyen şey, kayıp,belirsiz, bilinmeyen

şeyler.

Âlem-i gayb; gözle görünmeyen şeylerin âlemi.

Âlim-i gayb, Âlim-ül gayb ; görünmeyen şeyleri bilen, Allah (C.C.). Amenna ve saddakna.

Gayb’ı kim bilir? Kurân’da bunun cevabı verilmiştir. Kurân’ın bildirdiğine göre ; Gayb’ı

Allah’tan başkası bilemez. Gayb’ı, peygamberler de bilemez. Allah, razı olduğu elçilerine bazı

“gayb” haberlerini bildirir.

Gayb’ı sadece Allah (C.C.) bilir. Bu konudaki bazı ayetler şöyledir: En’âm-59, Hud-23,

Ra’d-9, Nahl-77,Nem-65, Fatır-38, Hucurat-18, Cin- 25-26, Yunus-20, Ahzab-63, A’râf- 187,

Mülk-25-26, Nâziat-42-43, Enbiya-109-110, Lokman- 34, gibi, mübarek ayetler,gayb ile ilgili

bilgiler vererek gaybı yalnızca, Allah’ın bileceğini bildirmişlerdir. Bu ayetlerde görüldüğü gibi,

Yüce Allah, peygamberler dâhil olmak üzere “gayb”ı kendisinden başka kimsenin bilmediğini

Kur’an’-ı Azimüşşân’da, kesin bir dille ifade etmiştir. Bunların dışında Peygamberimize izafe

edilen “gayb”ı bilme haberlerinin tümü yalan ve uydurma rivayetlerdir.

İnsanlar, çok eskiden beri “gayb” ve “gaybın bilinmesi” meselesi üzerinde çok durmuşlar,

ancak din bilimi, kendi yöntemleri ile açığa çıkarılmayan bir “bilinmeyen”in sıradan bir insan

tarafından bilenebileceğini kabul etmediğinden ne yazık ki bu konu “bilim dışı” olarak

damgalanmış olan “din” içinde mütalâa edilmiştir. Bundan dolayı da insanlara, bir takım

şarlatan ve sahtekârların “gayb”ı bildiği, “gayb”den haber verdiği şeklinde asılsız ve tehlikeli

görüşler dayatılarak din adına öne sürülen bu yalanlar, bu uyduruklar, dini bilgileri az olan cahil toplumlara veya insanlara kabul ettirilmeye çalışılmıştır.

Gayb ile ilgili bu bilgiler ayetlerle sabit iken ne yazık ki bugün dahi, bir takım şarlatanlar

ortaya çıkarak gaybı bildiklerini ve gaybten haberler verdiklerini ileri sürmektedirler. Allah’ın

sözlerinin aksine Peygamberimizin “gayb”ı bildiğini iddia eden ve “Mucizeler Listesi” adı

altında 300′den fazla madde hâlinde derlenmiş olan uydurma rivayetler mevcuttur. Bunlara

kesinlikle itibar edilmemelidir.

Bir takın grupların liderlerinin de sözde, gaybı bildiklerine dair birçok rivayetler anlatılmakta

dır. Bütün bunlar, onlara bağlı olan aşağıdakilerin, yalanlarıdır. Bunların çoğu da aslında

Yahudi ve Hıristiyanlar’ın, kendi azizleri için uydurdukları hikayelerdir. Bunlar da yalnızca

kendi çevrelerinde itibar görmektedir, halk bunlara inanmamaktadır.

Bunların içerisinde, liderlerinin ; kalp okuma, uzakları görme, her an,istedikleri zaman Mirac’a çıkabildiklerini, aşağıdakilerin aklından geçenleri bilme gibi gayble ilgili nice maharetlerin dile getirildiği,liderlerinin menkıbeleridir. Bu, din ve akıl dışı bir kepazeliktir. Bunlar, yüzyıllarca devam etmiş ve safsatalarla boğularak çırpınan bu insanların üzerinde sürekli kötülükler oluşturmuştur. Dinin saf ve katışıksız haline karşılık bu sahtekârlar, bunlarla bozdukları kişileri sömürerek insanlar nezdinde, iktidar olma, hırslarını az bir dünya menfaati karşılığında kalmaya tercih etmişlerdir.

Böyle gaybten haber veren sahtekârların, şarlatanların gayesi,sözde gaybten haber vererek

bu bilgileri paylaşıp kendileri için, bir alt yapı hazırlayarak insanları sömürmektir.Bu durum,

kendileri üzerinden bir nemâlanmaya dayanmaktadır. Aslında bunu söyleyenlerin, söyledikleri

nin doğru olmadığını kendileri de biliyorlar. Böyle yaparak insanların duygularıyla alay ederek

onları istismar ediyorlar.

Hani bu sahtekârlar, Ramazan’dan onbeş gün önce” Ramazan’ın, onbeşi Cuma gününe

geldiği için, o gece gökten, büyük ve korkunç,kulakları sağı edercesine, bir ses duyulacak

(kendi icat ettikleri) şu tesbihi çekenler kurtulacak diğerleri de helak olacaklar” dediler. Hani

ne oldu ? Hiç böyle bir şey olmadı. 1400 yıldır,Ramazan’ın onbeşi, Cuma’ gününe defalarca

geldi. Yav, siz nasıl bu şarlatanlığı yapıyorsunuz? Bu insanları neden sömürüyorsunuz? Siz

bu şarlatanlıkları yaparak nasıl gaybı bildiğinizi söylüyorsunuz ?

Bir başkası “ 2021 yılının, 21 Aralık’ında, dünya karanlığa gömülecek büyük felaketler olacak” dedi. Yine böyle bir şey olmadı. Allah’ın söylemediğini, O’na isnat eden, sizden daha

zalimi var mı ? ( Hud-18, En’âm-93).

Bu zamanları yaşadık hiç de böyle şeyler olmadı. Yok efendim “ hadis böyle” dediler. Demek ki bu hadisler mevzu hadisler imiş. Uyduran uydurana, gaybten haber veren verene.

Hatta kıyametin ne zaman kopacağını bile bildiklerini iddia edenler. Bunların hepsi birer sahtekârdır. Gaybı ancak ve ancak Alllah (C.C.) bilir. Diğerleri hep yalandır.

De ki“ Göklerde ve yerde, Allah’tan başka kimse gaybı bilmez. Ve onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. (Neml-65)”. Bu ayet,Rabbimizin gayb bilgisini kimseyle paylaşmadığını göstermektedir.Son saatin,Peygamberimize sorulduğunda,bunu bilmediğini bu konuda “ sorulanın,sorandan, fazla bir bilgisi yoktur” buyurarak Kur’ân’dan ayetler söyleyerek bunu, ifade etmiştir.

Eğer yüz çevirirlerse de ki “(Bana emrolunanı) hepinize açıkladım. Artık size vadolunan şey

(mahşerde toplanma zamanınız) yakın mı, uzak mı biliyorum. (Enbiyâ-109)”.

De ki “Tehdit edildiğiniz (azap), yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için, uzun bir süre mi koyar,ben bilmem.”(Cin-25)”. Rabbim, bu ayetlerde gaybın bilgisini hiç kimseye açmadığını,

Peygamberimizin bile bu konuda bilgisi olmadığını bildirerek“ Ancak (bildirmeyi) dilediği

peygamberler bunun dışındadır. Çünkü, O, bunun önünden ve arkasından gözcüler salar.

(Cin-27)”.

“ Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Herkes peşine koştuğu şeyin karşılığını bulsun diye

neredeyse onu (kendimden) gizleyeceğim. (Tâ-Hâ,15)”, buyurarak bu konuda tahminde

bulunmanın dahi akla ziyan olduğunu, ifade etmektedir. Hadisciler dahi, gayb ile ilgili

rivayetlerin hepsinin, komple,uydurma olduğunu söylemektedirler. Ama,bazı sahtekârlar “bu

bilgiler bana, Allah, tarafından bildirildi,ben de size iletiyorum” diyerek insanları sömürüyorlar.

Tabii ki bunları söyleyenler psikolojik şahıslardır. Bunların derhal hastaneye yatırılmaları

gerekmektedir. Çünkü onlar, bunları söyleyerek kurdukları menfaatlerini bununla devam

ettiriyorlar. Yoksa bunların gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Bunların söyledikleri, Kur’ân-ı

Azimüşşân’a tamamen aykırıdır.

İşte yukarıdaki ayetlerde gördük ki Rabbimiz, gaybın bilgisini, neredeyse kendinden bile

gizlemektedir. “ O bütün görülmeyenleri bilir. Sırlarına kimseyi muttali kılmaz. ( Cin-26)”.

Peki bu sahtekârlar neye dayanarak Rabbimizin muttali (bilgili,öğrenmiş) kılmaz dediği bu

bilgileri bildiklerini söylüyorlar? Bu insanlar ne zamana kadar bu sahtekârlara, bu şarlatanlara

uyacaklar? Bu sahtekârlar böyle söyleyerek şirke girip bilmeyenleri de şirke sürüklemektedirler.

Allah (c.C.) Hazretleri bu iki ayaklı şeytanlardan saf Müslümanları muhafaza etsin. Âmin !..

Güzel söz : “Kim ma’siyet zilletinden, taat şerefine yükselirse Allahü teâlâ onun kalbinde kendi nurunu parlatır.” Abdülmelik bin Umeyr hazretleri.

Selam ve saygılarımla …