Gavur işte ne olacak. Yunanistan Avrupa parlementosunu toplantıya çağırmış. Neden; hazımsızlıktan. Neyi hazmedemiyor; bizi. Hazmedemeyecek elbette. Kızılelmaya giden yolun megalo ideasından geçmesine canı sıkılmış gavurun. Sıkılabilir bir mahsuru yok. Egede ve akdenizde Türkiyenin söz sahibi olmasına canı sıkılan yunan, gücü yetmediği için tasmasını tutanlara havlama yoluyla uyarı ve ikazlarda bulunuyor. Avrupayı babasının dükkanı sanan yunan iti mereklerimizde yattığı günleri unuttu nedense. Daha dün karnını doyurmak için çöplüklerimizde dolaşan itler bu gün sahiplerinden cesaret alarak bizi ısırmaya çalışıyor. Ancak nafile tabi. Geçti o eski günler. Kendi coğrafyasının sahibi olmayı başaran ülkemizin etki alanında bulunan balkan ülkeleri ve üçüncü dünya ülkelerindeki nüfuzunu elinden kaçıran fransanın, eski sömürge alanlarından kazanamadığı yer altı kaynaklarını akdenizden elde etmeye çalışması, yunanistanı etkin kılıyor zannıyla el altından kullanıyor. Bu çomarda kendini nimetten zannedip bize havlamaktan çekinmiyor. Havlaması iyidir, çünkü ısırmayacağına delalalet eder. İnsanlış dışı olayların içine girmeye çalışan bu soytarılara bizde gavur derler. Ne hin olduklarını biliriz bu gavurların. Hakaret amaçlı söylemiyorum gavur diye. Bizden olmayanın bizdeki karşılığıdır bu gavur meselesi. Bizden gayri biz olmadığına göre gerisine rahatlıkla gavur diyebiliriz. Ne yaptıkları yada yapacaklarının önemi yok. Nasılsa gavurlar. Yetmezmi.