Mübarek Ramazan gitti, mübarek bayram da gitti... Bizim için kutsal olan, maneviyatı yüksek, iyi zamanlardı; güzel ve kıymetli vakitlerdi. Bereketinden istifade etmeye çalıştık. Hamdolsun o kutlu zamanların kıymetli ve bereketli havasını teneffüs ettik. Umarım Ramazan ve bayram sonrası geçecek olan vakitler bizim için de kıymetli olur. Ramazana ve bayrama özel birçok iyi temenniler okuduk tanımadığımız insanlardan. Ailesiyle, akranlarıyla güzel manzara ve güzel paylaşımlarla yüreğimize dokundular ancak dikkat ettiğim ve hep merak ettiğim bir de abidik gubidik paylaşımlara denk geliyorum. Tolstoy’dan al Kafka’dan bilmem kime kadar tanıdık tanımadık bir sürü mütefekkirden özlü sözlere, güzel ifadelere denk gelebiliyoruz. Ancak film artisti, kemancı, garip sporcu, sanatçı, kimlikte birçok insan adına da yapılan paylaşımlar var. Benim için bir kıymeti olmayan, dini, ilmi ve fikri bir katkısı olmayan, toplumda bir karşılık olmayan acayip acayip isimlerin sözlerini çok muhteşemmiş gibi paylaşmaya çalışanlar var. Oysa biz de kıymeti daha yeni keşfedilen, hayata dair, yaşam ve felsefeye dair o kadar çok muhteşem ismimiz var ki paylaşılması gereken. İbni Batuta, İbrahim Hakkı, İbni Sina, Mimar Sinan, Muhibbi mahlasıyla Fatih Sultan, bir kelam ekolu Yavuz Selim, bir şiir ve edebiyat ustası Kanuni neden erteleniyor konuda? Bunlar bizim kıymetlimiz değiller mi ki kuaför tabelasını da bilen star yazıyor? Ne garip paylaşımlar değil mi? Ne garip hevesler, ne garip fırıldaklar özetlemek istedim. Şehrimizin sokaklarında tattoo diye capital fink atıyor. Bu neyin hevesi, abidik gubidik işler anlamadım gitti.