Pazartesi günü bizleri çok zor bir müsabaka bekliyordu. Alt sıralardan kurtulmaya çalışan iki takımın mücadelesinden seyir zevki yüksek bir oyun bekliyorduk. Maça iyi başladık ve Martin Hasek ile kaleyi yokladık. Garip bir durum ama ilk ve son şutumuz bu oldu. Ani gelişen bir atak ve eski oyuncumuz Leo takımı kırmızı kartı bizlere nefes aldırdı. Her şey beklediğimizden iyi gidiyordu. Fakat sanki biz kırmızı kartı görmüş gibiydik. Rakibimiz ilk yarıda bize karşı daha atak bir oyun oynadı. Nitekim ilk yarının son dakikalarında bir duran top ile öne geçmeyi başardık. Sonrasında ise Gökhan Süzen’in dengesiz müdahalesi bir kırmızı kart daha getirdi. Soyunma odasına 1-0 üstün ve rakibinin 2 eksiği ile umutla giren Erzurumspor’dan ikinci yarıda mükemmele yakın bir oyun ve farkın açılmasını bekliyorduk. Lakin ikinci yarıda öyle bir Erzurumspor izledik ki, ekran başında izleyenler televizyonları kapatıp tavla oynamayı tercih etti. Topu ayakta tutarak skora yatmaktan utandık. Ne top taşıyabildik, ne ceza sahasına orta açabildik, ne rakip yarı alanda adam akıllı pas yapabildik. Üzerine birde oyuncularımız bir birleriyle tartışarak kendilerini komik duruma düşürdüler. Sonuç olarak aldığımız bir galibiyete sevinemedik. Samsun maçında aldığımız 1 puan bizim için çok daha değerliydi. Bu oyuncu topluluğu bu takımı 1 adım ileri götüremeyecek onu net bir şekilde görmüş olduk. Son olarak Denizlispor takımını canı gönülden tebrik etmek isterim. 9 kişi oynamalarına rağmen sahaya yüreklerini koydular.