2004 yılında Erzurum Valiliği yapan Celalettin Güvenç Erzurum anılarını hasretle andığını hiç unutamadığını söyledi. Hürriyet gazetesinin Aile Meclisi kulisine konuk olan Güvenç çiftti Erzurum anılarını büyük bir içtenlikle anlatılar. Milletvekili Celalettin Güvenç ve eşi Turan Güvenç. Ailenin kaymakamlık, valilik gibi kamu hizmetlerinden siyasete uzanan yolculuklarını anlatırken diğer taraftan Erzurum’da yaşadığı anıları hatıralarıyad etmeyi unutmadı. Oğulları Yurday Güvenç Erzurum’da okurken okul anılarını ilgiyle anlatıyor.Aklında kaldığı bir anısını şöyle anlatıyordu “Vali çocuğu olduğumu saklardım. Okulda hep aynı soru geliyordu: Baban kar tatili yapmıyor mu?”
Turan Güvenç: İskenderunluyum. 1962 doğumluyum. Ankara Üniversitesi DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden 83 yılında mezun oldum. 20 seneden fazla edebiyat öğretmeni olarak görev yaptım. Son 15 yıldır da Aile ve Çalışma Bakanlığı’nda görev yapıyorum. Çocuk Hakları Daire Başkanı’yım. Erzurum’da eşimin vali olarak atanmasıyla öğretmenliği bıraktım ve bakanlığa geçtim.
Turan Güvenç: Kimsesiz çocuklar söz konusu olduğunda akan sular durdu. Erzurum’a gittik, Erzurum Anadolu Lisesi’nde göreve başladım. Devlet tiyatroları bölge müdürünün eşi ‘hoşgeldiniz’ ziyaretine geldi okula. Çay içerken ‘Bir yere gitsek sizinle... Çocuklara götüreceğim sizi’ dedi. Kalktık, çaylarımızı bıraktık, gittik. Kimsesiz çocukların kaldığı bir yurt, rutubetli bir bina, kırık yataklar; aynı yatakta başlı uçlu iki, üç bebek yatıyor. 0-6 yaş grubunun yeri. ‘Ne yapılabilir buraya valimize iletebilir misiniz?’ dedi. Akşam eve dönünce eşime anlattım, yeniden yurt yapıldı, ek bina yapıldı, yatak, yorgan, pijama... Oraya, oradaki hayatlara dokundum ve bir daha ayrılamadım. Yurttaki çocukların grup öğretmeniydim. Gördüm, yaşadım, onların hikâyelerine tanıklık ettim. 3 ay uyku uyuyamadım ben.
‘Celalettin Güvenç: Erzurum’daydık, ciddi kız ve erkek öğrenci yurtlarımız vardı. Sosyal hizmetlere bağlı. Orada öğretmen ihtiyacı hat safhadaydı. Yıl, 2004. Ben hanıma rica ettim, ‘yurttaki çocuklara annelik, ablalık yap’ dedim. Öylece başladı bakanlığa geçişi. Önemli olan çocuklarla ilgilenmesiydi. Oraya devlet imkânlarını götürmemize aracı oldu.
Celalettin Güvenç: Erzurum’da bir gün ‘Çocuklara yaş günü yapalım aile ortamı hissetsinler’ dedi. ‘Tamam’ dedim gittik. O gün de Selvi İstanbul’dan geliyordu. Akşam yurttaki çocuğumuzun doğum gününü kutladık döndük eve saat geç olmuş, uyuduk. Sabah kahvaltıda gördük Selvi’yi. Bana sarıldı ve ‘Baba yurt çocuklarını bana tercih etsen de seni çok seviyorum ve beni çok sevdiğini biliyorum’ dedi. ‘Ne oldu’ dedim, ‘Dün benim de yaş günümdü’ dedi. Kızın doğum gününü unutmuşuz.
Güvenç çiftinin evlatlarının her ikisi de babaları gibi hukukçu. Türkiye’nin dört bir yanını gezmek onlar için de zor olsa da kazanımlarından, kazandıkları kültürel bakış açılarından mutlular. Yurday Güvenç, “Vali çocuğu olmaktan mahcup oluyordum ve saklıyordum” diyor lisede yaşadığı bir anıyı anlatırken. Erzurum’dayken derste, “anne babanız ne iş yapıyor” sorusuna, “Her ikisi de memur” yanıtını verdiğini söylüyor. Teneffüste yaşananları şöyle anlatıyor:
“Milli güvenlik dersiydi ve albay girmişti derse. Teneffüste yanıma gelerek, ‘Sınıfta üç tane İbrahim vardı. Hanginiz Yurday olan’ dedi. ‘Benim’ dedim. ‘Oğlum senin baban hani memurdu’ diye sordu. ‘Eee memur’ dedim. ‘Senin baban valiymiş’ dedi. ‘Vali de memur’ dedim. ‘Amir diyeceksin amir’ dedi. ‘Ben memur diyorum hocam’ dedim gülerek.
Yurday Bey’den bizi gülümseten bir anı daha geliyor. Yine Erzurum... Kar yağışlı aylar... Celalettin Bey çocukların hevesle beklediği kar tatiline pek sıcak bakmıyormuş. Aşırı yağışın olduğu bir gün Vali Bey “Devam” demiş ve yine okulları tatil etmemiş. Mecburen okul yoluna düşen Yurday Bey, önce babasına dönüp, “Baba o gün tatil etseymişsin iyiymiş yani” diyor gülerek ve anlatmaya başlıyor:
“Yürüyerek okula gittim. Bahçenin önünde de toplanmış üst dönemler hakikaten soğuk ve karlı. Yanlarından geçerken kulak misafiri oldum, Vali Bey ile ilgili sinkaflı konuşmalar (Gülüyor) Neden tatil yapmıyor diye ileri geri konuşuyorlar. Beni tanımadıkları için geçip gittim yanlarından. Her sabah aynı soru gelirdi, ‘Baban okulu tatil edecek mi?’ Babamın yanıtı aynı: Erzurum’da hep çok kar var. Devam.”