Bir dostumuzun daveti üzerine dün Erzincan’daydım.
Vatan toprağı işte.
İnsana bir hoş geliyor yurdumun her
köşesi. Eski Erzincan’a hiç benzemiyor.
Hayal meyal da olsa hatırlıyorum. Askerlik anılarım
var, yolculuk serüvenlerim var bu şehirde.
Beğendim doğrusu. Daha yeşil daha temiz duruyor.
Vitrini ve planlaması güzel en azından.
Havası bize benzese de yazın 10 fazla kışın
on eksik bizden. Erzurum’la yeşil tonu aynı değil
nedense. İklim ve
bitki örtüsü bizden bir
tık ileride. Nar yetişiyor
mesela üzümüyle
meşhur oldu son yıllarda.
Mimarisinin yatay
olması hasebiyle
binaya ve betona boğulmamış
görünüyor.
Bizde 10 katlı binanın
önünde duran çam
ağaçları daha bodur
görünüyor. Çünkü
bina yüksek ve sıralı
dizayn edilmiş. Doğrusunu
söylemek lazımsa
beğendim bu
seferki Erzincan’ı. Daha bir efendi daha bir dostane
bakıyor gözler. Yabancılık cekmedim elbette
ama bende Erzurum başkadır.
İki başbakan çıkarmış bu şehrin her yerinden
okunuyor bürokrasi. Her tarafta siyasi yatırımların
izleri var. İyiye dair yapılmışlığa dair...
Bir sahibi var belliki. Bizden iki tık daha pahalı
hayat. Ancak buranın da kendine özgü sebepleri
vardır elbette. Cimri bir adam değilim ama
Erzincan’da yaşamama sebebim bu iki tık fiyat
farkı olabilir belki. Ama ben dünyanın en güzel
yerine bile değişmem yaşam adına vatanımı.
Ha Erzincan ha Erzurum.
Lokalde mi, tabiki Erzurum. Erzurum...