Her sağlıklı birey bir engelli adayıdır.
Özürlü demek istemiyorum kulağa
hoş gelmiyor elbette. Biraz da özür,
kusur anlamı yüklenerek kullanılıyor
engelli demek için.
Doğuştan ya da sonradan oluşan engeller,
sakatlık kaza veya ihmâl sonucu olabilir. Dünya
Engelliler Günü dolayısıyla hatırlama adına yazılmış
bir yazı olmamalıydı aslında.
Gençlik yıllarımda
daha aktif saha çalışırken
bu konulara daha
duyarlıydım sanki.
Altınokta Körler Derneği’nin
daimî üyesi
gibiydim. Buradaki
kastım sürekli gider ilgilenirdim.
Down sendromlu,
görme engelli, zihinsel
engelli ya da ortopedik
engelli olanlar, toplumun
birer parçası, hayatın
bir gerçeği olarak
duruyor karşımızda.
Sosyal yaşamda ulaşımdan kaldırıma, seslendirmeden
oturma alanlarına kısacası hayatın
her anında onların varlığını unutmamalıyız.
Kamu kurumlarından marketlere, bankalardan
banketlere kadar her alanda onlara özel materyaller,
özel tasarımlar yapmamız bizim insanlık
görevimizdir.
Son yıllarda özlük haklarıyla beraber sosyal
hakları konusunda da iyileştirmeler yapıldı. Bu
sosyal devlet olma yolunda iyi üstü bir adım olmuştur.
Özürlü, sakat ya da engelli adı her ne
olursa olsun insani yaklaşmak insanlık gereğidir.
Bu vesileyle bir küçük dokundurma da şehirli
magandalara yapayım hepinizin adına...
Kaldırımlardan iniş için dizayn edilen özel yerlerin
önüne aracınızı çekmekten vazgeçin artık.
O bölge çocuk arabası kullanan ebeveynler ve
engelli aracıyla kaldırımı kullanan bireyler içindir.
Sizin park yeriniz, insanlara zorluk çıkaracak
boşluklar değildir. Arabanızı şehirli düzgün abiler,
ablalar gibi insanları rahatsız etmeyecek ve
engelli kardeşlerimize ekstra engeller çıkarmayacak
yerlere parkedin lütfen. Şehirli görünen taş
kafalı magandalardan olmayın. Böyle olunca
hiç güzel anılmıyorsunuz, şahidim yani!
Engelliler haftasında tüm engeli kardeşlerimizin
günün kutlar acil şifalar dilerim.