Peygamberin sevdiği kişileri saydığında, gözümüze çarpan önemli simaların arasında ‘ibadet eden gençler’ dikkati çeker. İbadetin ve taatin yaş sınırlaması elbette yok. Ama insan yetiştşrmezsen, camileri emekli olmuş gidecek yeri olmayan insanlarla doldurursun. Yaşlanmadan önce gençliğin, hastalannadan önce sağlığın kıymetini bil derken, buraya atıf vardır elbette. Kızını dövmeyen dizini döver ifadesi aslında imani bir kontroldür. Her ne kadar ibadet eksenli düşünsek te, ahlaki meselelerde cemaat olgusunu öğretmek lazım gençlere. Camiler müslümanların sosyalleştiği, dertleştiği, birbirleriyle hemhal olduğu yerlerdir. Namaz belli yaş arasında olan yaşlı adımlara değil, her müllümana lazım olan bir ibadettir. Yaşları ölüme bir adım kalmaya gelmiş, emekli, geçim sıkıntısı olan bir güruhun mesul olduğu bir meseleden çok daha ötedir. Kendi jenerasyonundan olmanlara telkin ve teklifi akıllarına getirmeyen bu müslümanların, kendi mükellefiyetlerinin farkına vardırmak gerekir. Kızan, bağıran ve başka kuşağı yanında görmek istemeyen, küs davranan bu emeklilerin işgal ettikleri saf aralarına serpiştirikecek olan genç dimağların, cemaate, topluma sosyal dengeye katacakları çok şey olsa gerektir. Emekliler derneğinden derhal çıkarılmalıdır bu mekanlar.