“DÜN,BUGÜN,YARIN. BUNLAR SENİN TEK VARIN.”

Misafir olduğumuz şu dünyada bir misafir edasıyla gelip geçmekte zaman. Öyle ki geliş-gidişlerinden bizi haberdar etmeyen saygısız bir misafir. Aynaya baktığımızda gördüğümüz kırışıklıklar, daha dün yanımızda olan sevdiklerimizin yoklukları, albümümüzde hüzünlenerek baktığımız resimlerimiz olmasa, gelip-geçtiğini gerçekten anlamaktan aciz kaldığımız bir mefhum. Evet. Biz Zaman’ı boşa geçirsek de, zaman bizi boş geçmiyor dostlar.Sevdiklerimize bir türlü ayıramadığımız ama sevdiklerimizibizden tek, tek ayıran zaman. “Yarın görüşürüz.” Dediklerimizle görüşmemizi mahşere bırakan, değirmenindehayatımızı öğüten, mum gibi eriyip gitmekte iken, ışığı ile mutluluk taklidi yaptığımız fani oyuncaklarımızdan biri. En çok aldandığımız ve en çok aldatanımız. İsmini, cismimizi heba etmekten alan bilakis ismini bizim verdiğimiz. Öyle ya! Zaman mefhumunda biz stabiliz(durgun-duran). Bize geleni“Gelecek” bizi geçeni “Geçmiş” diye isimlendirdiğimiz bizimle mana bulan bir mefhum. Ve nihayet; Eskidiğimizin bir itirafı olarak “Eskiler!” diye başlayan cümlemizin kahramanı olduğumuzu unutan bizler, eskiler… İlginç olan, Zaman,içinde “Keşke”lerimizi de, bizleri de barındırıyor ve tekerrürden ibaret olduğu halde hadiseleri çözümlemekte ve ibret almada basiretsiziz.

“Keşke!” lerin faili biziz. Mademki hayattayız, daha önce sarf ettiğimiz “Keşke!” lerimizi telafi etme şansımızın olduğunu bilerek bu doğrultuda hayatımıza yön verebilmeliyiz. Aksi takdirde kendi “Keşke” lerimizinyalancısı olduğumuzu itiraf etmemiz gerekir. Kıymetli dostlar unutmayalım ki; Yarını olmayan bir günümüz (son günümüz)bugün veya yarın gelecek. Onun için tevbelerimizi, sevgimizi, paylaşmayı, tasadduk etmeyi, vecibelerimizi, sıla-i rahimi, tebessümümüzü kısacası insan olduğumuza dair tüm nişanelerimizi, ertelemeyelim. Zira bu güzellikleri yaşamak için bugün erken, yarın çok geçtir. Efendimiz (sav) “Yarıncılar/Erteleyenler, helak oldu.” Buyurarak tehir(ertelemek) hususunda insanların zaafını ifade buyurmuşlardır. Yine bir başka hadislerinde zamanın ehemmiyetine dair “İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır. Sağlık ve boş zaman.” (Buhari,Rikak1) buyurmuşlardır. Atalarımızdaişin ertelenmeyerek vaktinde yapılmasının önemini “ ‘Bugün’ dersin. ‘Yarın’ dersin. Ecel gelir verir Dersin.” şeklinde ikaz etmişlerdir. Yaşama bir umutla sarılmış fakat vazifeleriniertelemeye devam eden bizler, unutmamalıyız ki ölümle nikâhlıyız. Yarına bırakmamamız lazım. Şair ne de güzel söylemiş; “Yarına sağ

çıkacağından nasıl olursun emin. Genç bir delikanlının tabutu geçti demin.” Mademki -kesin olan tek ihtimal- ölüm bir gün kapımızı çalacak bizlerde ona göre hazırlığımızı yapalım ve yarını, dün kazandıklarımızlabugünün üzerine bina edebileceğimizi unutmayalım. Kutlu Nebi’nin rahleyi tedrisatından (Peygamberin eğitiminden) geçmiş olan Hz. Ali (Ra) şöyle buyurmuştur: “Bugünü düşünürüm Dün geçti. Yarın Var mı? Gençliğe de güvenme ölen hep ihtiyar mı?” hayatın bizdeki yansımasının ne olduğunun şuuruna varıp ertelemeden, ötelemeden imkânlar nispetinde -ki, imkân: çabanın azami noktası- çalışmalıyız. Zaman harcanmaz bizi harcar. Zamanın kıymetini bilmek, insanın kendine kıymet vermesinden başka bir şey değildir. Zira zamanı kıymetlendiren içinde taşıdıklarıdır. Yani senin ta kendindir. Bu yüzden esamemizin okunmasını istiyorsak, arkamızda bıraktığımız eserlerin muhakemesini yaparak yola devam edelim. Ümit ve şevk ile bugünümüzü güzelleştirelim ki yarınımız, yarınlarımız aydınlansın ve güzelleşsin. Âşık Veysel bir muhabirle röportajında şu cümleleri söylemekte “Ben öldüğümde vasiyetim şudur ki; Mezarımın etrafına beton-mermer-taş vs. yapmasınlar. Toprak olarak kalsın. Olur ki bir koyun-kuzu gelir üzerimdeki toprakta yetişmiş otlardan yer. Süt olur. Yağ olur. Et olur. İnsanlara faydası dokunur. Veya bir arı üzerimdeki çiçekten bal yapar insanlara faydası dokunur.”Hayatta iken düşündüklerinden ziyade, ölümünden sonrasınıdüşünen bu kadar hassas insanlarla aynı yeryüzünde yaşamış olmak ayrı bir duygu. Ne mutlu esamesi okunanlara…Kıymetli okurlarım demek ki; Yarında bizim olmamız önemli değil, yarının bizim olması önemlidir. Ve bunu; Dün den aldığımız gücü, Bugün bilinciyle, Yarına taşıyarak başarabiliriz.

Selam ve Dua ile…

[email protected]

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.