Aslında yaşadığımız bir finans krizi değil insanlık krizi. Virüsün vurduğu dünyada paranın kıymeti kalmadı maalesef. Dün cumaydı, ve müminler mahsundu. Bizim için kıymet addeden kandillerde mahsundu. İnsanlık boynunu bükmüş, acziyetin ve beceriksizliğin cezasını çekiyor. Aslında bu bir geçim kaygısı da değil. Ödenemeyecek olan kiraların, alınamayacak olan ekmeğin yada fırsatçılık yapıp büyük vurgunlar yapmamızın hendesesi değil. Kuvvetin ve kudretin ortaya çıktığı, ebabillerin devreye girdiği bir dönem. Hastalığın pençesine düşmüşlüğün mahsunluğuyla bir çare beklemekteyiz. İlmin ve bilimin acizlendiği, kuvvet erklerinin eridiği, kudretli zannedilenlerin sman alevi gibi bir zamandan geçiyoruz. Bunu dinle yaratılışla, sınavla ilişkilendiremeyen, kuvveti hala kendinde zanneden acizlerin anlama şansı neredeyse yok gibi. İnce hesapların kendisini vurduğu, yaptığının yanına kalmadığı, ezilenlerin halini hala anlayamadığı inatçı ve kibirli insanın çaresizliği olarak düşünmek lazım. Ahvalinden telaşlanan ama hesabından tedirgin, ölmek istemeyen insanlığın çırpınışı gibi duruyor her şey. Aleni bir dram oldu maalesef. Pençesinden kurtulamayan insanlığın can korkusuyla yaptığı çırpınışları yanındakinin acıyamaması gibi bir durum. Ölümden korkmayan müslümanların korkudan yağma ve çapul işlerine bulaştığı bir ortamda, yanındakini teselli etme niyetlerinin bertaraf olduğu bir düzen. Dram. Hemde ne dram. Celil olanın, kadir olanın kudretine sığınmaktan başka çare bırakmadığı bir tehdit. Tez zamanda kurtulmamız temennisi dualarımız ve göz yaşlarımıza karışık, bekleştiğimiz zaman