Ezine çayı taştı. Sel bastı
vatandaşlarımız öldü evler
periperişan oldu. Doğanın
bize kastı nedir bilemem ama
bizim doğaya kastımız çok
büyük. Önce burayı bir
konuşalım. Taskin yatağı
kendi seyrinde 400 metre şu
anki bırakılan taşkın yatağı
15 metre. Şimdi 1 metre
yüksekliğinde bir selin 400
metre genişliğinde seyrini 15
metrelik dar kalıba sokarsan
sel beşinci katına yaslanır.
Şimdi burda kim kimin
alanına girmiş oluyor acaba.
Ben bazen tabiatta doğaya
gezi amaçlı çıkıyorum.
Şehirden ve yaşamdan ne
kadar uzağa gidersen git
akar suların dibinde poşet
parçalarına dwnk geliyorum.
Bizim doğada pisletnedigimiz
kirletmedigimiz
mahvetmesigimiz yer yok
malesef. Artık kuşbakışı
bakma şansımız var nereye
ne yapacağımız hakkında bilgimiz
var. Jeoloji mühendislerimiz
dağları delen
ekipmanlarımız var. Is yapmak
bina dikmek işten bile
değil. Ancak kentleşme
sürecinde iskan ve. Imar
işlerine bakan her kim ise
kişisel erklerin devreye girdiği
ucube yerlesim yerleri peyda
olmuş oluyor. Isınma
sorunlarını hava koridorlarını
alcak basınç ve rüzgar
hareketlerini hesaba katmadan
dar aokakalara
hapsettiginiz su tahliye yolları
dahil hepsini hesaba katmak
zorundayiz. Su akar yatağını
bulur derler ama biz buna hiç
kulak asmıyoruz malesef.
Rüzgarın denizin selin
yangının önünde çaresiz
kalınca tabiata öfkeleniyoruz
malesef. Adama denize
girme diyorsun adami burazdan
boğulmuş olarak
çıkarıyoruz. Buraya beton
atma ev yapma diyoruz
adam dört gün sonra devletin
kapısına dayanıyor ben
mağdurum diye. Yapma
etme dinlemiyor doğa.
Doğayla alay edersen
doğada senle alay eder.
Doğa olayları doğa alaylarına
döner. Böyle kalırsın. Yinede
afetzedelere allah rahmet
etsin.