DİJİTAL ÇAĞ - 2

Bu dijital çağ zamanında,yapmış olduğunuz
projelerinizi çok hızlı bir şekilde paylaşabilirsi
niz. Artık kağıt da bu teknoloji sayesinde tarih
olacak ve ormanlar çok rahat bir nefes alacaklardır.
Çizimler de sanal ortama taşınmaktadır. Bu
kağıt üzerinde değil, teknolojik sanal ortamda aktarılabilen
şeffaf dijital ekran üzerinde yapılabilecek.
Şehirler, binalar,araçlar, moda
tasarımları bu dijital ortamda tasarlanabilecek.
Bir çizim veya bir bilgi,
dijital ortamdan başka bir yere ekranlar
sayesinde sökülüp taşınabilecek
yine ekran sayesinde, ekranı kağıt
gibi kolayca taşımak artık yeterli
olacak. Bilgiler eğilip bükülebilecek
bir çanta gibi olacak.
Bir röntgen filmini, bilgisayardan
aktarmak yerine, yanınızdaki
ekrana atmak için, ekranı kaydırmak
yeterli olacak içi görülebilen dijital
algılar sayesinde daha net takip edilebilecek.
Ulaşım araçlarında tasarım ve
rahatlık ön planda olacak. Yan aynalar
kamera şeklini alacak bir tehlike
anında içeridekileri uyarabilecek.
Hijgin ormanı üreticiliğinde, dijital konsept
üzerinde durmuş. Bu konsept insanlara sadece bir
araç değil, bir yaşam alanı sunuyor. Araç hareket
moduna geçince iki koltuk dönüp dört koltuk oluyor.
Farklı modlara göre farklı ışıklar, kokular ve
müzikler oluşuyor. Anladığınız kadarıyla keyifli bir
mekan oluşuyor.
Elektrikli otomobilin şarjı, yakıtı ve hidrojeni
gibi, çok farklı yakıt türünden yakıt alabiliyor. İstasyonlar
da buna göre kendilerini yanileyecekler.
Ya yakıt biterse? Toyota, otomobillere yakıt götürecek
dronun patentini aldı bile. Drone, otomobilin
yakınına gidip yakıt yükleyebilecek.
Japon robot robobi, mağazalarda maske
kontrolü yapıyor, müşterileri sosyal mesafeye göre
uyarıyor, müşterilere, mağazada bulamadıkları
ürünleri de gösteriyor,uyarıları dikkate alan müşterileri
de başlarını eğerek uyarıyor.
İngiltere’nin 2030 yılında, 30 bin robot askeri
olacak bunlar otonom ve uzaktan kumandalı olarak
hareket edecekler.
Cep telefonlarının şarjları, hava
şarj teknolojisiyle bitmeyecek. Bu
sistem, cep telefonunun yanındaki
ürünlerden enerji toplayacak bu sayede
şarj bitmeyecek.
Google’ün geliştirdiği, yapay
zeka ile fantastik çizimler yapılacak.
Basit çizimlerden, sadece bir çizim
belirtmek suretiyle, profesyonel eserler
oluşturulacak.
120 km menzilli (hobi yerine)
yük taşıma aracı kullanılabilecek
farklı ihtiyaçlara yönelik, farklı modeller
yer alabilecek. Bunch adlı bir
bisikletin ön tarafında, yük taşımak
için bir haznesi olacak ister yolcu
ister evcil hayvan isterseniz paketlerinizi
taşıyabileceksiniz. Üstelik bu
aracın, üç tekerlekli, yakıtlı ve kemerli olması, onu
bir adım daha öne çıkarmaktadır.
Bıttle adlı robot; aşçı, öğretmen,yardımcı ve
doktor olan köpek robot olarak karşımıza çıkıyor.
Basit yapısı, uzak boyutları ile oldukça geniş bir
kitleye hitap edebiliyor. Bu mini robot bıttle yürüyor,
oturabiliyor ve dengesini koruyabiliyor. Akıllı
telefon ve bilgisayarla konuşabiliyor. Bu robot,
hayvanlarla, çocukların teknolojiye ilgisini artırıyor.
İnternetin ulaşamadığı bölgelerde ise; evler,
fabrikalar, araçlar hepsi akıllı hale gelecek yapay
zeka her alanda insanların en büyük yardımcısı
olacak burada internetin katkısı büyük olacak.
Tabii ki internet sayesinde insanlar hem haberleşiyorlar
hem de sosyalleşiyorlar. Hatta ona yol
tarifi dahi soruluyor. Bu teknoloji bugün, su, elektrik
gibi temel bir ihtiyaca dönüşmüş durumdadır.
Eğer bir an internet hayatımızdan çıksa insanlık
herhalde alt üst olur.
Peki bu teknoloji dünyasında bizim bu teknolojiye
katkımız ne ? Hiçbir şey. Herhangi bir
katkımız yok. Neden yok? Bizim üniversitelerimiz
neredeler? Neden 100 yıldır kendilerini yenilemeyip
katma değeri yüksek bir teknoloji eseri üretemediler.?
Neden, niçin? Birçok kişi “teknolojik
bir ürün, bir yazılım vs. bizde niçin geliştirilerek
insanlığın hizmetine sunulmaz” diye
sorgulamaktadır. Halbuki bilgi toplumunda üniversitelerin
sorumlulukları arasında bilginin değere
dönüştürmesi yer almaktadır. Üniversitelerimiz
bunu başarmak zorundadırlar. Neden yapamıyorlar,
yapmıyorlar ?
ABD’de, MIT üniversitesinin sermayesi 3 trilyon
dolar,3 bin şirketi var, bu şirketlerde çalışan,
30 bin insan mevcut. Ülke olarak kabul edilse bugün
dünyanın ilk on ülkesi arasına girebilecek durumdadır.
Silikon Vadisi’ni adeta cennete çeviren,
Stanford Üniversitesi, yılda 150 milyar dolar bilgi
üretip satıyor. Harward Üniversitesi, 250 milyar
dolar bilgi ihraç edip ülkeye katkıda bulunuyor.
Bizimkilerde neden bu tür şeyler yok? Neden yapılmıyor?
Neden,neden?
Üniversitelerin görevi, uluslararası ölçekte
araştırma yaparak bilgi üretmek ve bu üretilen bilgiyi
teknolojiye dönüştürerek satmak ülkeye giren
dövizlerle ülkeyi zengin kılmak ve topluma aktarmaktır.
Ama bugüne kadar bu yapılmadı ve böyle
bir şey olmadı. Neden!..
Selam ve saygılarımla…
Not: Tüm İslâm aleminin, ülkemizin ve Dadaşlar
diyarı Erzurumlu hemşehrilerimin, geçen mübarek
Regaib Kandili’ni ve üç ayların başlangıcı,
rahmet ayı Recep Ayı’nı tebrik eder, sıhhat, afiyet
ve mutluluklar dilerim.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Ejder Tepesi 05 Şubat 2022 20:18

    Çok güzel bir yazı. Güzel şeyler öğrendik. Sağol.