Yeni jenerasyon çok bilmez ama devlet babadır. Hatıralarımda sakladığım bir çok elzem şeyden biriside numune hastanesidir. Bende çok hatırası var ama bazen örnekleme adına kullandığım kapıcı hatıram hep taze durur. Numune hastanesinin girişinde bekçi vardı eskiden. Pelerini vardı, şapkası vardı özel. Herkes yaklaşazdı, yaklaşanlarında şifresi vardı. Adam yan dururdu, masanın köşesiyle pelerinin eteği arasındaki muğlak yere ya para yada malrlboro sigarası konurdu. Adetten değildi elbette, rüşvetti. İnsanlar hastalarını ziyaret etmek için o demir kapıdan geçerken rüşvet verirlerdi. O validen daha fazla forslu adam bazen de cenaze işlerine müdahale eder işleri yoluna koyardı. Bir keresinde denk geldiğim bir olay varki hala hafızamda tazedir. Cenazesi olan bir adama senet imzalatmışlar ama adamın ödeme gücü yok. Köyden gelirken satmak için getirdiği keçiye el koymuşlardı. Adam biraz cenazesine biraz keçisine ağlıyordu. Bu bir iftira değil elbette. Numune hastanesine yolu düşenler bilir bu meseleleri. Dün imkb ınönü okuluna gittim. Öğrencinin adını soyadını söyleyip kitaplarını istedim. Listeden teyit edip 9 kitap verdi adam. Masanın üstünden kitapları alınca dedim ki;” Allah devleti var etsin”. Görevli olan adam bana o kadar dua etti ki şaşırdım. Dedi ki buraya insanlar gelip kavga çıkarıyor, defter ve kaleminde devletten olmasını talep ediyor. Devlet baba da gardaşım, çocukları kötü, devlet ne yapsın. Ortaokul ve lise yıllarında menderes caddesine gazete sarıp bir önceki yılın kitaplarını satıp yeni yılın kitaplarını alma ticaretim tüllendi gözümde. Vah devlet baba vah dedim kendimce. Nerden nerereye. Demekki o günde babaymışsın ama büyük oğlanlar hırsızmış. Hiç büyük ağabeyleri küçük kardeşlerinin malını çalarmı. Çalmışlar ışte. Bugünkü hastane ve okullara bakacak olursak dünde babamız bize aynı imkanları sunmuş ama elimize geçmemiş. Devlet her zaman babadır ama çocukları şüpheli maalesef.