15 temmuz destanı, hak eden destansı bir direniştir. Öyle söylendiği gibi kontrollü bir durum yoktu ortada. Dünyanın en korkunç örgütü işin başındaydı. Korkunç diyorum çünkü yapılanması, diyalogu, mantık ve mantalitesi, farklı din tanısı ve ümmet içerikleriyle. Seveni, destek olanı, hüsnü niyet besleyeni ülke sınırlarını aşmış dünya gündemine oturmuş garip bir yapı. Hizmet ve himmet adı altında cemaat ismine çok yakın durmayan cemaatten çok örgütlenmiş hücreleri her zaman dinç, gizli ve uçuk derecede karanlık bir örgüt. Elinde silah yok ama devletin silahıyla silahlanmış. Ortada bir kadro yok ama bütün kadrolar devletin önemli kademelerinde. Basit bir onbaşı Mareşal’in imamı, sıradan bir esnaf paranın ve servetin kontrolünü yapabiliyor vekaleten. Kendinin bir şeyi yok ama başlarına atadıkları kainat imamının bir kainatı var aslında. Kadın kocasından gizli, oğlu babasından saklı, aynı evde yuvalanmış ama yanındakinin haberi olmamış. Abartısız korkunç bir örgüt... Dünya kadar para var ama ortada bir para yok. Milyonlarca taraftarı var ama ortada yoklar. Devletin her kademesinde, reisi cumhurun odasına varana kadar doluşmuş, saklanmış, hazırlanmış, örgütlenmiş bir örgüt. Ve 15 Temmuz bizim için Bir milat, ikinci Kurtuluş Savaşı’nın direkten döndüğü bir gün. 15 Temmuz bizim için gerçekten bir kurtuluş gerçek bir bayram olmalı. Daha düne kadar kontrollü darbe diyen sol tandanslı kafalar bile bugün hamd ve şükür dolu tweetler atıyorlar. 15 Temmuz’u yani bahsi geçen darbeyi ancak Türk milleti püskürtebilirdi. Bunu abartmıyorum tankın altına yatabilecek, terliği ile helikoptere saldırabilecek, alev gizleyeni avuçlayabilecek başka bir millet görmüyorum. Uzun uzun yazmanın kısa özne ifade edeceğini bildiğim için başka bir şey yazmıyorum. 15 Temmuz destansı kurtuluş ve destansı bayramınız kutlu olsun