Herkesin derdi belli; “Hükümet gitsin!”
Gitsin tamam hem fikiriz ama bunu söylerken
koro halinde söylemeyelim değil
mi? On ülkenin büyük elçisi... Kimi
kimi? Büyükelçisi. Başka... HDP, CHP, İYİ Parti,
Deva Partisi. Deva ne ya?
Derdimize derman olacak deva olacak olanlara
bak. Büyük elçiyle aynı kafada... Bundan deva
olur mu arkadaş! Ülkemize karşı toplanmış gelmişler
neymiş adamın birini içeriden alacakmış.
Hoşt ulan!
Aynen öyle, hoşt!
Sen kimsin Turkiye
Cumhuriyeti’nin yürütme
erkini, hakimini, kanununu
tehdit edeceksin?
Hem istediğin kim.
Bir adam MOSSAD’la
90 saat aralıksız konuşur
mu kardeşim! Kimin
vatanında yal yiyorsun
da kime ürüyorsun?
Bunların haddi değil
elbette ama haddini
aşan ağa babaları belli
soysuzların. Büyükelçi
dediğin kimdir. Sıradan
bir memur. Madem ki memur, bunların memuriyet
şartları belli değil mi? İstenmeyen adam ilan edildiler
savunma bizimkilerden geliyor hayret ediyoruz
doğrusu.
İlişkiler bozulurmuş. Ulan adam zaten bozmuş
ilişkiyi. Sen daha ne ilişkisinden bahsediyorsun.
Sirf Erdoğan düşmanlığı olacak diye devlet düşmanlığı
yapıyorsun haberin yok. Birde deva olacakmış.
Kendi partisi içinde olduğu halde başka
partilere çalıştığını söyleyenlerin bugün bilmem kimin
büyükelçisine çalışması yadırganan bir durum
olmamalı.
Bence bu elçilik hadsizliğinde ülkenin tamamı
ayağa kalkmalıdır. Hangi parti yada pırtı okursa
olsun tek vücut olmalıdır. Ülkemize karşı yapılan
bu hadsiz, haksız ve cüretkar atakları hep birlikte
karşılamalıyız, göğüs germeliyiz. Ama adamlardaki
cesarete bakılırsa içeriden destekleneceklerini bildikleri
için toplanıp gelmişler. Zannedersin komşular
ikindi çayına gelmiş.
Ulan yazıklar olsun size be!
Sizden iyi dert mi var da bir de deva ismi takmışsınız
arkanıza. Ben hükümet yanlısı değilim
ama ülkenin yanlısıyım. Sizin derdinizi biliyoruz
biz. İster içerden ister dışardan fark etmez. İster tek
tek ister top yekün.
Hodri meydan.