DAYIM DA ADAY

Benim bir dayım var; belli bir mesleği yoktur ama hayatını, ailesini, çevresini idame ettirme noktasında bayağı başarılı. MaşaAllah adamın evi var, emekli maaşı var, çocukları iyi yerlerde, kazancı da iyi; mesleği olmayan bir adamın bunları edinebilmesi bir başarı göstergesidir. Gençliğinden beri gözü kestiği her işe girebilen bir karaktere sahiptir. İsim ve mekan vermeyeceğim ama bir hikayesini anlatmak istiyorum. Takıldığı bir bölgede bir grup tarafından sürekli rahatsız edilmekte, oraya da gitmek istiyor. Adam her gün gidiyor. Bir formül buluyor diyor ki çocuklarınızı yarın bana gönderin onları Kur’an okutacağım. Böylece hem korkudan kurtulmuş olacak hem saygınlık kazanacak hem de başka bir iş daha yapacaktır. Sabah topluyor çocukları “Nerede sizin suparanız” diye önden bir parti dövüyor çocukları. Çocukların gözünün korkması planın birinci evresidir elbette. Hocam kimden alacağız sorusu “benden” diye başlayan bir ticaret girişimiyle sonuçlanıyor. Bir parti elif be suparası sattıktan sonra ertesi günü bir parti daha... “Bu suparadan okuyamıyorsunuz cüzü almanız gerekiyor” diyerek ikinci bir parti dayakla cüz satma işiyle nihayetleniyor. Bugün hala o mahallede dayım, onların gözünde hoca; hürmet göstermek onlar için kaçınılmaz davranıştır. Şimdi gelelim meseleye... Seçimler yaklaşınca Cumhuriyet Halk Partisi seçime çeyrek kala hem kazanmak hem korkutmak hem de planını gerçekleştirmek için böyle bir olaya girişiyor. Hedef muhafazakarların oyu elbette. Dün yüzlerinde rabbi yessir yazanların bugün kalabalık otobüslere binip kapı köşesinde sıkışarak “Arkaya ilerleyelim beyler diyen” yolcular gibi sıralama sırası şaşırtılanların esamesinin okunmadığı gün. Madem bir isim vermedik CHP’yi seçim sonrası bekleyen kargaşadan kurtarmak için bugünden plan yapan teşkilatçı organize isimlerinin başında bulunduğu güruh tarafından yapılan işlerde seçimde de yararı olsun diye muhafazakar ismin oylarını almak için supara satmaya başladılar. Anket sonuçlarına göre Cumhur İttifakının adayına karşılık 14 adayın toplam oyunun müsavi geldiği bir seçim yaşayacağız. 14 kişinin arasından 8 sıradan bir adamı çekerek, “Bu senin hakkın, herkes sana tıpış tıpış oy verecek; git ve kazan” diyecekleri bu seçimde o bahsi geçen adamın adaylık ve kazanma planında dayımın planına benzer bir nokta görüyorum. Ben had bilmeyene hak bildirmek, okuma bilmeyene okuma öğretmek, parası olanın parasını almak, onların gözünde saygı kazanmak için o isim bugün gerekli hamleleri yapmak için sahada ufak ufak geziyor. Eğer bu bir siyasi taktik ise bana göre dayım bunun alasını ve ispatlısını yıllar önce yapmış, parasını kazanmış ve şimdi de gereken hürmeti görmektedir. Bence dayım da aday olmalı. Bu tarz entrikaları, girişimleri, becerileri çok yıllar önceden ispatlamış biri olarak ben kendisine oy vereceğimi taahhüt ediyorum.