Darbelerin canı cehenneme

Bu yazı, 15 Temmuz hain darbecileri,
15 Temmuz öncesi darbecileri, darbe heveslileri
ve diğer darbe meftunları ile ilgilidir. Bu
yazı, kesinlikle,15 Temmuz’ dan
sonra, milletinin emrinde olan ve
Anayasa’ ya bağlı bulunan hele
hele ülke içinde ve ülkemiz dışında,
vatanını korumak için, canını
seve seve feda eden ve
destanlar yazan Kahraman Ordumuz
ve askerlerimizle ile ilgili değildir.
Onlar bu yazının kapsamı
dışındadırlar.
Bu ülke ve bu millet , bu
yüzkarası darbelerden çok çekti.
Acaba, bu ülkedeki bu yüz karası
darbelerden ,bu darbeciler hiç
ders almadılar mı? Ne yoksa
halen daha darbe peşinde koşanlar
mı var? Bu millet hiç hak etmediği halde,
tam 47 yıl, bu pis,adi, aşağılık darbelerin çok
büyük zararlarını gördü.
Muhterem Cumhurbaşkanımız, 2007
yılındaki o meş’ um, e-muhtıraya, tam bir delikanlı
edası ile karşı koyarak artık, bu ülkede
darbeleri tarihin çöplüğüne gömdü. Bu aziz
millet, o günden beri, bu ülkede artık darbe
olmayacak diye rahat yaşıyordu. Ta ki 15
Temmuz hain darbesi oluncaya kadar.
Hamd olsun, yüce Rabbimiz, o tuzağı
hazırlayan hainlerin tuzağını, kendi başlarına
geçirdi.Derslerini aldılar. Bu meş’ um, yüz karası,
pis,15 Temmuz hain darbesinin başarılı
olamamasının nedeni, Muhterem Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan’ ın, bir
kahraman olarak dik duruşu ve aziz milletimizin
onun yanında yer almasıdır.
Bu zalim darbeciler, rahmetli demokrasi
şehidi ve vatan evladı, Adnan Menderes’ i astıktan
sonra, o ipin ve gömleğin parasını,rahmetli
Berrin Menderes’ den almak için
istemediler mi? Rahmetli Menderes’ i makamından
alıp tekmelerle, tokatlarla aşağılayarak
istasyona, oradan da Eskişehir’ e ve
havaalanına, yine tekme, tokatlarla götürmediler
mi? Yassıada’ da, bizim tarihimize hiç mi
hiç yakışmayan, akla, hayale gelmeyen adilikleri
yaparak Yassıadada’ ki bir çok vatan
evladının ölümlerine sebep olmadılar mı?
Yine bu zalimler, rahmetli Celal
Bayar’ ı,darbeci, aşağılık, iki askerle,alaşağı
etmediler mi? Milletin iradesini hiçe sayarak
rahmetli Demirel’ i, defalarca alaşağı etmediler
mi? Yine bu zalim,adi darbeciler, Muhterem
Cumhurbaşkanımızı (o zaman İstanbul
Belediye Başkanı idi), Cevat Örnek’ in, o şiirini
okudu diye, görevden alıp hapse atmadılar
mı? Halen daha, o Nato kafa Nato
mermerle, o meş’ um darbelerin, kendilerinin
mirası zannedip hareket etmektedirler.
Bu eblehler, milletin iradesini çiğneyip
yok sayarak bu cennet vatanın sahibi, bu aziz
millete,yıllarca parmak sallayarak “ Sen kimsin,
milli irade de ne oluyor? Biz, sizin seçtiğiniz
Başbakanı da Bakanları da istediğimiz
zaman asarız, keseriz, yakar, yıkarız, tanklarla
postallarla, silahlarla, istediğimiz zaman, yönetime
el koyarız. İkinci bir emre kadar evinizden
‘ çıkmayın’ deriz, sizi sindiririz ve sizin
ödünüzü koparırız” diyen cuntacı, darbeci,
zalimleri ve onarın yardakçılarını şiddetle lanetliyor
ve kınıyoruz. Yoksa, milletimizin emrinde
ve milli iradeye saygılı olan, bugünkü
Kahraman Ordumuza, zerre kadar bir sözümüz
yoktur ve olamaz da.
Ey darbeciler, cuntacılar, darbe heveslileri
!.. Bunu, o Nato kafa Nato mermere, iyi
sokun ki bugün, o köprülerin altından çok
sular geçti. Artık ne o darbelerden ne de o
darbecilerden eser kaldı. Hepsi yok olup darbeler
çöplüğüne gömüldüler. Azapları şedit
ola. Şunu herkes iyi bilmelidir ki bu ülkede, o
yüz karası cuntacılar, daha darbe yapamayacaklardır.
Bu ülkede artık darbeler dönemi bitmiştir.
Tabii ki bu bizleri rehavete
sevketmemelidir. Her zaman çok uyanık ve
diri olmalıyız ve her an teyakkuzda bulunmalıyız.
Ne yazık ki bu ülkede, 2002 yılına
kadar, darbeler yapılarak bu millet, yıllarca geriye
götürülmüş, milletin huzur ve refahı yok
edilmiştir. “ Bütçeye devam, askere selam”
sözleri ile bütçenin, % 65’ i yıllarca,bunlara
ayrılmış, onlar da yiyip içip semirerek her on
yılda bir darbe yapıp semirmelerini garanti altına
almışlardır.
Bu meş’ um darbeciler,statükocu ve
vesayetçiler, modern demokrasi anlayışımızı,
27 Mayıs darbesi ve sonraki diğer darbelerle
ters-yüz ettiler. Anayasa'yla istedikleri gibi oynayarak
kuvvetler ayrılığı kataloğuna
“ askeri erki “ de eklediler. Yeniden
bir tablo oluşturarak bu askeri
erkin yanına yargıyı da koydular.
Kendilerini de bu ülkenin asıl sahibi
olarak gördüler ve tanımladılar.
Yasama ve yürütmeyi de yeri
geldikçe, yedek bir unsur olarak
kullandılar.
Bu da yetmedi, bu güçlerine,
üniversite ve sendikaları, kendilerine
göre, belki de 1. güç
dedikleri, candaş, yandaş olarak
da adlandırdıkları ulusal medyayı
da eklediler. 180 bin kişilik, hazır
kıt'a olan, "Seferberlik Tetkik Kurulu" adı altında,
istedikleri zaman sokağa döktükleri ve
mitingler yaptırdıkları bir gücü de hep kullandılar
ve hiç ihmal etmediler.
Bütün bu demokrasi dışı güçleri, kendi
saltanatlarını ayakta tutmak için ve yeri geldikçe
"tepe tepe" kullandılar. Çünkü alan da
satan da razı idi. Bu saltanat hepsinin de işine
geliyordu. Millet var imiş, yok imiş, demokrasilerde
"milletin iradesi" önemli imiş,hiç umurlarında
bile değildi. Hatta millete “ göbeğini
kaşıyan adam” diyerek damga dahi vurdular.
Kendi bayramları dedikleri her 30
Ağustos'ta, Bilbord'lara " Güçlü Ordu ve
Güçlü Türkiye" gibi reklamlar yazdılar. Milletin
parasıyla alınan top,tüfek,uçaklar vb. ile yıllarca
gövde gösterisi yaptılar. Bu aziz ve necip
Türk Milleti'ne karşı, gövde gösterisi yapma
hakkını bunlara kim verdi ? Bunlar ne hakla,
bu aziz ve necip milleti dışlayıp o Bilbord'lara
" Güçlü, Aziz, Necip, Türk Milleti ve Demokratik,
Zengin,Refah İçinde Yaşayan, Güçlü Türkiye"
reklamlarını neden yazmadılar ?
Ama bu böyle gitmemeliydi. Millet bir
beklenti içerisindeydi. Bu aziz millet, bu yapılanların
artık sona ereceği günü ve o kahramanı
bekliyordu. Nihayet 2002 seçimleri ile o
kahraman gelmişti. Bu kahraman, geçmiş liderler
gibi davranmayıp özellikle, 27 Nisan emuhtırasına
karşı koyarak darbecilere büyük
bir ders vermiş, 15 Temmuz’ da da bu ülkede
darbeleri ebedi olarak çöplüğe göndermiştir.
O gün ülkemizin Başbakanı olan, Muhterem
Recep Tayyip Erdoğan, yürütmenin
başı ve hakimiyetin temsilcisi olarak Türkiye
Cumhuriyeti'nde, bugüne kadar görülmemiş,
çok önemli bir dik duruş sergileyerek kompozisyon
açısından komik ve eklektik olan bu emuhtırayı
kabul etmediklerini ve kendi emrinde
olan bir kurumun böyle bir şeye başvurmasını
kabul etmeyeceklerini, yardımcısının
ağzından aynı sertlikte cevap vererek bunu,
ülkesine ve tüm dünyaya duyurdu.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, bir ilk
olarak bir sivil idare ve irade, darbe tehditine
karşı dik durmuştu. Bu büyük olay, vatandaşlarımızın
dikkatinden kaçmadı ve tarih boyunca
tehditlerehep karşı çıkmış olan yüce
milletimiz, bu dik duruşun karşılığını da daha
sonra gördü.
27 Nisan muhtırası ve sonrasında gelişen
olaylar, tertipçi medya, emekli Cumhurbaşkanı,
emekli generaller, toplum
mühendisleri, vesayetçi yargı ve bazı STK'ların,
el ele vermeleri ile oluşmuş, derin devletin
temelsiz ve önemsiz bir komplosu idi.
Nasıl eleştirmeyelim ki ? Hele bakınız ki
havadan, sudan bahanelerle milletin seçtiği
Başbakan ve Bakanları asıp bir de bunu yıllarca
bu millete bayram olarak kutlatmadılar
mı? Bu yüz karası darbe ve muhtıraları da
kimse mazur görüp bunların arkasına sığınamaz.
Demokratik bir ülkede bunlar görmemezlikten
gelinemez. Görülür ve bal gibi de
eleştirilebilir.
Ey meş’ um darbeciler ve darbe bekleyenler
!.. Geçmiş olsun. Darbeler dönemi bitmiştir.
Daha başka bir deyişle, güçlü AK Parti
Hükümeti, darbeleri ve darbecileri, bu güzel
ülkenin gündeminden ebedi olara silmiştir.
Teşekkürler, darbecilerin topuna, güllesine,
silahına karşı, gücünü ve cesaretini ortaya
koyarak dünya tarihinde hiç görülmeyen,
kendi ülkesindeki darbelere ve darbecilere son
veren, büyük dünya lideri, Muhterem Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan !..
Teşekkürler, güçlü AK Parti Hükümeti
!... Teşekkürler, bu güçlü lidere gönül veren,
yüce Türk Milleti !..
Selam ve saygılarımla …

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • ejder tepesi 15 Nisan 2021 12:09

    sayın yazar, her zaman çok güzel yazıyorsunuz. bu yazılarınızla milletin bilmediği çok şeyleri öğretiyorsunuz- halkın bilmediği çok şeyi öğretiyorsunuz. halk bu darbelerin ne olduğunu çok iyi öğreniyor. sayın yazar insanları aydınlatan bu güzel yazılarınıza devam ediniz. sizin bu gazeteye gelip yazmanız çok iyi oldu. sizi bulup buraya getiren bu gazeteyeçok teşekkür ediyoruz.