Dîvân-ı Hikmet‘ten Seçmeler

Bismillah’la başlayarak hikmet söyleyip

Tâliplere inci, cevher saçtım işte.

Riyâzeti katı çekip, kanlar yutup

Ben Defter-i sâni sözünü açtım işte.

Sözü didar isteyen herkes için söyleyip,

Canı cana bağlayarak damarları ekleyip,

Garip, fakir, yetimlerin gönlünü avlayıp,

Gönlü bütün kimselerden geçtim işte.

Nerde görsen gönlü kırık, merhem ol sen;

Öyle mazlum yerde kalsa, hemdem ol sen;

Mahşer günü dergâhına mahrem ol sen;

Ben-sen diyen kimselerden geçtim işte.

Garip, fakir, yetimleri Resûl sordu;

Hem o gece Mirâc’a çıkıp didar gördü;

Geri inip garip, yetim izleyip yürüdü;

Gariplerin izini izleyip indim işte.

Ümmet olsan, gariplere tâbi ol sen;

Âyet, hadis,her kim dese, sâmi ol sen;

Rızık, nasip her ne verse, kani ol sen;

Kani olup şevk şarabını içtim işte.

Akıllı isen, gariplerin gönlünü avla;

Mustafa gibi ülkeyi gezip yetim ara;

Dünyaya tapan soysuzlardan yüz çevir;

Yüz çevirip, deniz olup taştım işte.

Adım sanım hiç kalmadı, lâ lâ oldum;

Allah yadını diye diye illâ oldum;

Halis olup, muhlis olup fenâ oldum,

Fenâ fiîl’lah makamına yükseldim işte.

 

**********************

 

Rabb’im yâdı ulu yâddır, söyler olsam,

Ballar gibi tatlı olur dilim benim.

Kendim fakir, ikrar ettim, oldum hakir;

Kanat çırpıp uçar kuş gibi gönlüm benim.

Gözüm düştü, gönlüm uçtu, Arş’a aştı;

Ömrüm geçti, nefsim kaçtı, bahrım taştı;

Kervan göçtü, menzil aştı, yorgun düştü;

Sar ulaştı, nasıl olacak halim benim.

Düşüm uzar, Burak tozar, gitse pazar;

Dünya pazar, içine girip kullar azar;

Başım bizar, yaşım sızar, kanım tozar;

Adım Ahmed, Türkistan’dır ilim benim.

 

 

*************************

 

Durmadan huzurunda Allah desem,

Ağlayarak zikr edip Rabb’im desem,

Kulu olup kulluğuna boyun sunsam,

Bu iş ile yâ Rab, seni bulur muyum?

Zekeriya gibi başıma bıçkı koysam,

Eyyup gibi hem tenime kurtlar salsam,

Mûsâ gibi Tûr dağında tâat kılsam,

Bu iş ile yâ Rab, seni bulur muyum?

Yûnus gibi deniz içinde balık olsam,

Yûsuf gibi kuyu içinde vatan tutsam,

Yâkup gibi Yûsuf için çok ağlasam,

Bu iş ile yâ Rab, seni bulur muyum?

Şiblî gibi âşık olup sema kılsam,

Bâyezid gibi gece gündüz Kâbe’ye varsam,

Kâbe içine yüz sürüp ağlayıp dursam,

Bu iş ile yâ Rab, seni bulur muyum?

Mâruf gibi işbu yola adım atsam,

Mansur gibi candan geçip dâra konsam,

Dâr üstünde şevklenerek Hakk’ı desem,

Bu iş ile yâ Rab, seni bulur muyum?

 

*************************

 

Seher vakti kalkıp ağla, nâle eyle;

İnleyişinden yer ve gölkler neva kılsın,

Hakk’a sığınıp göz yaşını jâle eyle,

Ondan sonra Hak derdine deva kılsın.

Yüz bin günah işledin sen, bilemedin;

Tevbe kılıp derhâhına gelemedin;

Himmet kılıp iyi dua alamadın,

Günahlardan seni ne diye kurtarıversin?

Bu âlemde rüsva olup kan yutmasan,

Şeriatte, tarikatte pir tutmasan,

Hakikatte candan, tenden, tam geçmesen,

Gafletten seni ne diye ayırıversin?

Tevzir ağı koyup halkı yoldan ettin;

Şeyhlik kılıp riya ile dükkân kurdun;

İşret kılıp şeytan ile gün geçirdin;

Didarına seni ne diye lâyık kılsın?

Namazsıza, tâatsize vermez kuvvet;

Fi’li zayıf, ayıplıya vermez himmet;

Rızkı noksan, soysuz olan görmez devlet;

O fâsıkın gönlünü ne diye safâ kılsın?

Kul Hâce Ahmed, dert ve hâlet peyda kıl sen; Can ve gönlü Hak yolunda şeyda kıl sen;

Derdini çekip mahşer günü kavga kıl sen;

Dert olmasa, Mevlâ’m kime şifa versin?

Şeyh Ahmed Yesevi Hazretlerine, Rabbim gani gani rahmet eylesin. Âmim, Âmin!..

Selam ve saygılarımla…

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.