Çok çirkin işler dönüyor siyasi araneda. Mahremiyetler, yatak odası görüntüleri, kandırmacalar, paralar, rüşvetler, pazarlıklar, ahlaksızlıklar diz boyu. Ağrı İŞKUR müdüründen FETÖ’nün mahrem imamlarına varana kadar siyasi parti ayırmadan her partide her gün bir skandal patlak veriyor. CHP’deki taciz ve tecavüz skandalları soğumadan AK Parti kadrolarından olduğu iddia edilenler, Ağrı teşkilatının başındaki adamlar, kamu kurum ve kurum müdürleri, vekiller, şefler, orta şefler... Toplumun dejenere olduğunu, gençliğin nereye gittiğini, öğrencinin çizgiden çıktığını, konuşurken hiç tahmin etmediğimiz yerden geliyor sorular. Kendi şehrimizin vekili bile aile içi pazarlıkların, para transferlerinin hesaplaşmasının kamuoyu önünde yapılmasına müsaade ediyor. İsim zikretmeden, fikir beyan etmeden, siyasi kimlik söylemeden aleni ve açık olarak söylüyorum ki; siyasilerin ahlaki yozlaşması, toplumun yozlaşmasının bin katı. Adam evindeki mahrem görüntüyü bile kamuoyunda dünyanın gözü önünde hesaplaşma malzemesi yapıp, aleni teşhir edebiliyor. Oysa seçim zamanı bunlar bize geldiğinde dini bütün, gayet namuslu, çok mütevazi ve mütaassıp insanlar olarak görünüyorlar. Hepsi ahlaksız demiyorum ama at başı ahlaksızlıklar bunlardan çıkıyor. İş alma vaadi ile şirket kurma vaadi ile kandırmacaların bini bir para... Herkesin kafasında bir para ve bir apışarası meselesi var. Zannımızca siyaset kurumları kokuşmuş, balık baştan kokmuştur. Benim korkum tuzun kokmasıdır. Yine kendi deyimleri ile abidik gubidik işlerle iştigal etmelerinden bizim meselemize, ülkenin gündemine dönemeyen ahlak yorgunu, vicdan yoksunu her kim varsa siyasi ya da iktisadi hiç fark etmez Allah bu milletin hakkını bu insanlardan sorsun.