Bin yıldır buradayız, 2000 yıldır tarih sahnesindeyiz, 3000 yıldır müslümanız elhamdülillah. Biz hep varız, var olmaya da devam edeceğiz. Dün 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. yılıydı. Her yüzyılda, mola verdiğimiz dinlenme seanslarından kalkıp dünyayı turluyoruz. Bizi tahkir edip tuzak kuran, 100 yıllık projelerle, ellerinde cetvellerle ülke hudutları çizerek dolanan her kim varsa bizim bahçemize giremeden geri dönmekte. Bu vazgeçtikleri anlamına gelmiyor ama biz de hürriyetimizden ve özgürlüğümüzden asla ödün vermiyoruz. Kimin ne planı olursa olsun, kimin kaç yıllık planı olursa olsun, kiminle fırıldağı olursa olsun hiç fark etmez etmeyecek de! Mete bizim, Atilla bizim, Alparslan bizim, Fatih bizim! Saymakla bitiremeyeceğimiz dünya dolusu kahramanımız var. Sadece 3 tane geçen yıl ki şehidi yazsak fasikül olur. Bizde kahraman bitmez, bu coğrafyada da kan. Kefenimizi sarık yapıp at üstünde Viyana önlerinde gösteri yaptık, kim karışabildi? Sina Çölü’nü gezerek geçtik, kim hayal edebildi? Gemileri yüzdürdük karadan, şimdi semalarımızda kuşlarımız hala uçuyor; kim dur diye biliyor, kimin haddine? Biz bize benzeriz. İlk günkü aşkla, ilk günkü hevesle, ilk günkü heyecanla yeniden inşa ediyoruz bu toprakları. Ellerinde cetvel olanlar hayretle bakıyorlar uzaktan. Havlasalar da ısıramayacaklarını biliyoruz onun için kimseyi takmıyoruz. Biz hep varız, var olmaya da devam edeceğiz. Zafer bayramımızın bilmem kaçıncı yüzyılı kutlu olsun.