Huzur sokağı ve sokağın huzuru için çok çalıştı rahmetli şule hanım. Çok kimse gibi bende huzur sokağını okuma kararı aldığımda lise yıllarındaydım. Çok defa dinledim, okudum kendisini. Aslında kendi hayatı bir romandı ama, vakti olmadı kendisini yazmaya. Kendisini yazamadı belki ama biz onu okuduk. Hayatının her demini mücadelesini. Baş örtüsüne olan ilgisi ve kavgası hala hafızalarda tazeliğini koruyor. Huzur Sokağı adlı romanı için Yeşilçam’dan teklif almış. 1970 yılında Türkan Şoray ve İzzet Günay’ın başrollerinde oynadığı Birleşen Yollar Filmi çekilmiş. Biz daha çok küçüğüz onun zindanı başladığında. 81 yıllık hayatına belki bin yıllık bir davayı sığdırmış olsa grek. Ona dair bilgi kırıntılarını öğrenince ilgim artmıştı. Zengin bir ailenin kızı olduğu, kapanınca çevresinde infial olduğunu, bütün baskılara rağmen asla vaz geçmediğini duyuyorduk. Hatta, Yücel Çakmaklı, birleşen yolları çektiğinde, baş rol oyuncusu Türkan Şoray’ı tanıma amaçlı sete gidermiş. Ve onu çok etkilemiş. Şoray’ın kendi ifadelerine bakılacak olursa, “kısa zaman daha yanımda kalsa, herşeyi bırakacaktım” dermiş. Bunlar işin detayları ama detayı olan başka bir şey daha var ki; şule hanım, hayatını ve imkanlarını davasına adamış ve vakfetmiş bir hanımefendi. Vafetını duyunca çok hüzünlendim. Eserlerini hep okumuş biri olarak, dil ve uslubuna, vefa ve fedakarlığına şahit oluyor insan. Zor zamanlarda, hapislerde ve sorgularda dahi davasından aslataviz vermemiş biri olarak, müslüman yaşamış ve müslüman larak ölmüş olacağına şahitlik ederiz. Kendisini rahmetle yad ederken, davasının sahipsiz, hor ve hakir olmadığının altını çizerek, o ve onun gibilerin isimlerini tarih asla es geçmeyecektir. Ulvi ve ali makamlara nail olması temennisiyle. Rabbim rahmetiyle muamele etsin kendisine.