Altılı masa artık yedili masa oldu çünkü ben de katıldım. Sırf insanlık olsun ülke kaybetmesin diye ben de aday oldum aslında adaylığım net. Altılı masaya girmem için bu net olan adaylığımı gizlemem işten fazlalık haline getirmem gerekiyor ama ben ülke için aşikar net adayım. Büyükler hatırlar ben de hikaye olarak duymuştum. Demirel başbakanken cumhurbaşkanı seçilememişti ve tabii darbe yapılmıştı. Parlamenter sistemin bir iyi yanı da heveslilerinden belli olacağı gibi pazarlıkların sürekli devam ediyor oluşu. Komisyonlar kurulurdu anlaşmalar yapılırdı. Adam 2 puanlık partisi ile hükümete ortak olurdu. O dönemlerin birinde sarhoşun biri sayın Demirel’e yanaşarak bir şey konuşmak istediğini söylüyor. Korumalar hengame devam ederken Demirel, “Bırakın adam bir şey söyleyecektir söylesin bakalım.” Sarhoş kırık kafayla “Sayın başbakanım ben cumhurbaşkanı adayı olmak istiyorum.” Demirel, bu kurt siyasetçi “Tamamdır, senin şimdi başın ağrıyor biraz da uykusuzsun. Yarın gel, sayın başbakanın bilgisi var diye hatırlat seni getirsinler adaylığını ilan et.” Tabii siyaset farklı bir şey. Kandırmakta, becermekte, pazarlık etmekte siyasetçinin işi. Ben de adamın kafasında ama sarhoş değilim. Niye aday oldum dersiniz şunun için. Şimdi bu altılı masa geliştirilmiş parlamenter sistemden bahsediyordu değil mi? Yapmayı planladıkları geliştirilmiş parlamenter sistem işte önümüzde duruyor. Bir adayı belirleyemedikleri gibi ülkenin gündemini de meşgul ediyorlar. Bunun için bu mesele ülke gündeminden düşsün artık herkes rahat etsin diye adayım arkadaş bu kadar basit. Daha teferruatlı daha tatminkar daha açık bilgi vereceğim ama önce şu parlamenter sistemin gelişerek devam ettiği süreçte ben de bu pazarlık masasında ne istediğimi arkadaşlara söyleyeyim kabul ederlerse ben de açıklayacağım hayırlısı bakalım.