BARBAROS HAYREDDİN PAŞA

Barbaros Hayreddin Paşa, Selanik’in Vardar Ağalarından ve Midilli fatihlerinden Türk veya Arnavut kökenli bir sipahi olan Vardarlı Yakup Ağa ile ada halkından Rum bir kadın olan Katerina’nın dört oğlundan biri olarak 1470’li yıllarda Midilli Adası’nda dünyaya gelmiştir. Kendisine verilen “Barbaros” lakabı ise İtalyancadaki “kızıl sakal” anlamındaki “barba rossa”dan gelmektedir. Oruç Reis, genç yaşta kardeşi İlyas ile birlikte deniz ticareti yaparken, Ege Denizi’nde Rodos Şövalyeleri’ne tutsak düşmüştür. Serbest kaldıktan sonra, yaşadığı olayın etkisiyle tüccar yerine korsan olmaya karar vermiştir. Bir süre sonra kardeşi Hızır Reis de ticareti bırakıp ona katılma kararı almıştır. Akdeniz kıyılarına deniz akınları düzenleyip ganimetler elde etmişlerdir. Tunus’taki Cerbe Adası’nı üs olarak kullanan Hızır Reis ve ağabeyi Oruç Reis’in ünü bütün Akdeniz’e yayılmıştır. İki kardeş, Tunus Sultanı Muhammed ile anlaşarak Tunus’taki Halkü’l-Vaâd liman kalesini kullanmaya başlamışlardır. Hızır ve Oruç, ele geçirdikleri ganimetin beşte birini Tunus sultanına veriyorlar, kalan malları da Tunus pazarında satmaktaydılar. Hızır ve Oruç, 1516’da ele geçirdikleri yüklü bir gemiyi armağan olarak Piri Reis himayesinde Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim’e göndermişlerdir. Bunun karşılığında Yavuz Sultan Selim de onlara, verdikleri desteğin bir ifadesi olarak çeşitli armağanlar yollamıştır. Oruç Reis ve Hızır Reis, ağabeyleri İshak’ın da kendilerine katılmasından sonra korsanlıkla yetinmeyip Kuzey Afrika’da toprak edinmeye başlamışlardır. 1516’da İspanyol karşıtı bir grup tarafından Cezayir’e yerleştiler ve şehrin idarecilerini kanlı bir darbe ile elimine etmişlerdir. Ancak İspanyollar ile olan savaşlarında Oruç Reis’in ölmesi, Hızır’ı da zor durumda bırakmıştır. 1529 yılında gerçekleşen iki olay, Hızır ve arkadaşları için çok önemli sonuçlar doğurmuştur. Bunlardan biri Aydın Reis’in Habsburg Amirali Portuondo’yu mağlup etmesi, bir diğeri ise Cezayir’in karşısındaki Habsburg Hisarı’nın (Peñón de Argel) ele geçirilmesidir. Bu olaylar, hem şehri Habsburg toplarının hedefi olmaktan çıkarmış, hem de bir dalgakıran yapılarak kötü bir liman olan Cezayir’in geliştirilmesine imkân sağlamıştır. Bu esnada Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın Alman Seferi (1532) sırasında Andrea Doria’nın Mora kıyılarına saldırması, Osmanlıları güç duruma düşürmüştür. Bunun üzerine Kanuni, Hızır Reis’i İstanbul’a çağırmış ve 1533’te kendisini Osmanlı donanmasının başına kaptan-ı derya olarak atamıştır. Hızır Reis Osmanlı donanmasının önemli zaferler kazanmasında oldukça etkili olmuştur. Donanmanın başında olduğu süreç boyunca pek çok zafere imza atmıştır. Barbaros Hayreddin Paşa Nice Kuşatması’nın ardından İstanbul’a dönmüştür. 4 Temmuz 1546 yılında burada ölmüştür ve Beşiktaş’ta yer alan türbesine defnedilmiştir.