Milliyetçi kanattan alacağı oyları
bünyesindeki belli adamlar sayesinde
tutan İyi Parti’nin genel
başkanı sayın Akşener önceki
gün Yavuz Ağıralioğlu’nun asaletini
azletti. Meratip silsilesine göre rütbesini sökmüş
oldu. Sebep ne bakalım.
Sayın Ağıralioğlu’nun sert ve mert çıkışları
karşısında zaman zaman zor durumda kalan, ittifakta
tamir ve tadilat gerektiren çentikler açan
bir adamın bu saatten sonra zaptı rapt altına
almak kolay olmasa gerek. Gün gelir alternatif
bir başkan adayı halihazırda bulunur endişesi
de bu süreci besleyen etkenler arasında
dururken en önemli sebebin bunlar olmadığını
biliyoruz elbette. Mesele merkez
sağda her taraftan oy alabilen bir parti inşa
etmek. Asıl amaç buyken milliyetçi takılıp
insanların gözünün içine baka baka yalan söylemekte
bir siyasi parti adına sıkıntıları beraberinde
getirebilir. Kuruluş vizyonundan ayrılıp milliyetçi kimlikle
seninle beraber gelen o kadar kıymetli insanları
çöpe atmak sana yakışır mı sorusuna
olumsuz bir cevapta absürt olur.
Yakışır mı? Yakışır kardeşim.
Kimleri çöpe atmadılarki!
Özcan Yeniçeri’den tut Yavuz Bey’den Koray
Aydın’a varana kadar harcadılar. Eğer kafanın
içinde kurduğun bir plana Kurban olarak yanindakini
besliyorsan hata ediyorsun demektir.
Bu millet neyin nerede duracağına karar verir.
Senin bile...
***
Siyaset eskiden adam kazanma sanatıydı,
şimdilerde adam satma sanatı olmaya başladı.
Bunu, yukarıda yazdığım konudan bağımsız
söylüyorum. Türk siyasetinin genlerinde acaip
değişiklikler görüyorum. Eskiden bir davaya
sıkı sıkı tutunan ve kendi arasında kenetlenen
partilere şahit olurken şimdilerde parti içi koltuk
kavgalarına ve parti içi adam satmalara sık rastlıyoruz.
Kim kimin dümenine su taşıyor, kim kimin
lehine siyaset yapıyor belli değil. Saflar bile eskisi
kadar net değil. Milliyetçilik, solculuk, sağcılık
birbirine karıştı... Allah sonumuzu hayretsin diyorum.