Babası Frederick Alvah Miller, Agatha Christie henüz küçük yaştayken ölmüştür. Annesi tarafından evde eğitilen küçük kız, yalnız bir çocukluk geçirmiştir. Küçük yaşta öyküler yazmaya başlamıştır 16 yaşında, şan öğrenimi görmek üzere Paris’e yollandıysa da kısa sürede bundan vazgeçmiştir. Ciddi anlamda ilk edebi denemeleri, duygusal konuları ele alan öyküler olmuştur. 1914'te pilot albay Archibald Christie ile evlenmiş ve tekrar Fransa’ya gitmiştir. Dislektik olmasına rağmen öykü, roman okumayı çok sevmekteydi. Fransa'dayken vakit geçirmek üzere okuduğu dedektif öykülerinin daha iyilerini yazabileceğini düşünerek ilk polis romanı olan The Mysterous Affair at Styles’ı (Styles’daki Esrarengiz Olay) yazmıştır. Kitap çeşitli yayın evinleri tarafından geri çevrildikten sonra 1920’de Bodley Head Yayınevi tarafından kabul edilmiştir. Bu roman, Agatha Christie’nin ilk Hercule Poirot’lu romanı olmuştur.
Agatha Christie 1926’da 11 gün boyunca kaybolmuştur. Yapılan tüm aramalara rağmen bulunamamıştır. Arabası bir göl kenarında bulunmuştur. Araba ağaçlara çarpmış, bavulları yerlere saçılmış bir şekildedir. Christie bir süre sonra ortaya çıkmış ama hiçbir açıklama yapmamıştır. Bu olayın kaza süsü verilmiş bir senaryo olduğu düşünülmüştür. Kimilerine göre ise Agatha Christie geçici hafıza kaybına uğramıştır.
Hayranları tarafından her kitabı oldukça beğenilmiştir ve roman dünyasında büyük yankılar uyandırmıştır. Ayrıca Agatha Christie’nin edebi kaygılarla yazdığı bazı romanlar eleştirmenlerin de dikkatini çekmiştir. On Küçük Zenci adlı romanı ise polis romanının klasikleri arasında sayılmaktadır. Agatha Christie, İngiliz töre romanı geleneğinde yazdığı polis romanları ile dünya edebiyatında kendine has bir yerin de sahibi olmuştur. Christie 1971 yılında, İngiltere'nin en yüksek onur unvanı olan Britanya İmparatorluğu Kadın Komutanı unvanını almıştır. Yazar, 12 Ocak 1976 tarihinde yaşama veda etmiştir.