Adem ve adam

Hz adem cennetten çıkarıldığı zaman, şeytan gelip kendisine “beni şeytan kandırdı” demesini tembih etti. Hz. Adem hayır dedi. Şüphesizki ben rabbime isyan ettim. Rabbimi bütün eksiklerden tenzih ederim. Bu ifade karşısında şeytan durakladı, ve hayret ettğini söyledi. Bu kıssadan şu sonuca varmak gerekir. Kendi suçuna bahane aramadan, hatasını kabul eden ademe adam denir. Adamlık böyle bir şey olsa gerek. Günahlarımıza türlü bahaneler icat ederken, nefsimizi ve şeytanı ortak kabul etme basitliğine düşmemiz bizi adamlığımızdan eder. İnsan nisyanla malül, unutmakla mükelleftir. Eksik taraflarımız, zaaflarımız, günahlarımız bizi adamlığımızdan etmemeli. Hatasını kabul edip, günahına tevbe eden, hatalarında ısrarcı olmayan, yanlışlarını doğru ibrelere çevirmeyenler, muhakkak ki adamlık vasfını yitirmiş, basit beşerlerdir. Bizi din ve vicdani muhakeme konusunda uyaran, bağlayan temel etkenlerin başında muhakkak ki adamlığımız gelir. Adem olmakla adam olmak arasındaki ince çizgi budur. Her günahımızda tevbe kapılarına sığınmaktansa, şeytanı bahane edeip, nefsimizi suçlu göstermek, bizi bu tahttan indirecektir. Kaderine itiraz edip, yaratıcısını suçlama basitliğine giren, herşeyi, şeytandan bilen, kendi hislerinin kuvvetsizliğinden ve acizliğinden bahane edenlerin tasnifinde adamlık meselesi yoktur. Adam ve adem arasındaki ince mesele bu olsa gerek.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.