Canlı veya cansız, bütün resim ve fotoğraflara
bakmak haramdır. Çünkü,burada
her şeyden önce, Rabbimize karşı bir saygısızlık
vardır. Çünkü,nur olan o güzelim gözlere
ihanet edilmektedir, onlar kirletilmektedir.
Yüce Rabbimiz “
Mü’ min erkeklere söyle, gözlerini
haramdan sakınlar ve iffetlerini
korusunlar. Mü’ min
kadınlara da söyle, gözlerini haramdan
sakınsınlar ve iffetlerini
korusunlar.( Nur- 30,31)” buyurmuştur.
Burada kesin bir emir
vardır. Rabbimiz, mü’ min kadın
ve erkeklerin, harama bakmamalarını
kesinlikle yasaklamıştır.
Çünkü, bu gözler, kâinatı
ve bizleri yoktan yaratan, Rabbimizin
bizlere bir hediyesidir. Bu
hediyeye nasıl ihanet edilir?
Çünkü, bizlere bu fıtratı en uygun
bir şekilde veren yüce Rabbimizdir.
Yüce Rabbimiz, bu emri ile, bizleri yaratılışımızın
bir gereği olan, İlâhî bir duruma
davet etmektedir. Her önüne gelene bakma,
gözünü haramdan sakınmama ise,bu İlâhî
takdirin, uygun gördüğü yaratılışla şiddetle
çelişmektedir. Bu durum da insana verilmiş
sonsuz duyguları, tek bir duygunun emrine
vererek insan iradesini hükümsüz kılar. İnsanın
hayatını, düşüncesini ve dünyasını sadece
bir yere odaklayan kişilikler oluşur ki bu
durum, yaratılışa aykırıdır.
Kâinatta, ekmel-i mahlukat olarak yaratılan
insanın, gözlerinin harama yönelmesi,
imanın zayıf olduğunun bir göstergesidir ki
eğer bu zafiyet giderek artarsa insanı o yüce
makamdan aşağıya düşüren bir boyuta götürür.
Halbuki, çok mükemmel duygu ve kabiliyetlerle
donatılmış olan insan, bu durumda
şehevi arzu ve hislerinin esiri olarak karşı cinsten
olanları da yalnızca cinsel bir obje olarak
görerek insanı bas bayağı bayağılaştırır.
Yukarıdaki mübarek ayetin “ gözünü
haramdan koruma” emrinin çok anlamlı bir
tarafı da insana, içe dönük bir çabayı emretmektedir.
Burada, mü’ min erkek ve kadınlara
emredilen “ sen gözünü haramdan
koru” şeklindedir.
Bu İlâhî emir,insana öncelikle, düğümü
fertlerde çözün şeklindeki genel üslubun anlamlı
bir yansıması şeklindedir. Çünkü meselenin
kökü dış dünyamızda değil, iç
dünyamızdadır.İç dünyası ve imanı sağlam
olan bir insan, haramlarla dolu olan karşısındaki
tablolara, objelere bakmaz ve imani yönden
sarsılamaz ve doğrulardan hiçbir zaman
sapmaz.Mesela, Hz.Yusuf (A.S.), kendisine
bütün ziynetlerini sunan, dünyalar güzeli, Züleyha’
ya, sırtını ve gözünü dönerek oradan
uzaklaşmak gibi, bir tavır koymuştur ki bu
tavır, tüm mü’ min kadın ve erkelere en güzel
bir örnektir. Burada tüm insanlığa verilen
mesaj da eğer insan, kendisine o mükemmel
gözleri veren Rabbini tanır ve O’ nun emriyle
hareket ederse nefsini okşayan bütün her şeyi
elinin tersiyle siler, atar, dönüp onlara bakmaz.
İnsanın şehvani arzularındaki en kritik
nokta, yaklaşmakla başlar. Eğer bu eşik geçilirse
gerisi çorap söküğü gibi gelir. Örneğin,
açık bacaklara bakan bir göz, bununla yetinmez
daha çoğunu ister. Bu durumlarda gözü
haramdan korumama eşiği, iradeyi devre dışı
bırakır veinsan bunu vicdanen ve kalben istemese
de artık o şeytani ve nefsani çekim, insanı
günahın içerisine sürüklemeye başlar.
Genelde, harama bakmadaki hayasızlık,
görme yoluyla gerçekleşir. Buradaki kural
dışı olan kural, sanki kuralmış gibi bir hale
gelir, yasak olan, anormal olanlar, normal ve
serbest bir hale gelir. İşte bu mübarek ayet, bu
yozlaşmayı ta başından “ bakmayın” şeklinde,
kesip atar.
Bu mübarek ayetler,inananların kalbini
yakan, açık saçık, fitnelik karşısında, bizlere
imani yönden bir şuurlanmaya yönelik aydınlık,
nurlu bir çıkış ve kurtuluş yolu
göstermektedir.
Yine bu mübarek iki ayet,
inananlara zinanın haram kılındığını
bildirmektedir. Kadın ve erkeklere,
kendilerini zinaya
götürecek hareketlerden sakınmalarını
emretmektedir. Buradan da
anlaşılmaktadır ki kadın veya erkeği
zinaya sürükleyen en önemli
şeyin,şehvetle,haramlara bakmak
olduğunu görüp öğreniyoruz. Hz.
Peygamberimiz (S.A.V.) de “ gözlerin
zinası, şehvetle harama bakmaktır”
buyurarak harama
bakmayı göz zinası olarak nitelendirmektedir.
İslâm alimleri de Nur suresinin
bu mübarek ayetlerine ve
konu ile ilgili hadislere dayanarak kadın ve erkeklerin,
nikâhlı eşleri dışında, herhangi bir
nâ-mahreme şehvetle bakmalarının, haram
olduğu üzerinde görüş birliğine varmışlardır.
Her şey bir bakışla başladığı için, harama
bakma da zinanın başlangıcı sayılmıştır.
Bu yüzden, gözü haramdan korumak çok
önemlidir. Bugün toplumda yaygın olan ”
adam, bir bakıştan ne çıkar” gibi, aldırmazlık
ve ayvazlık gösterenler hep görülmüştür ki sonunda
büyük felaketlere sürüklenmişlerdir.
İlk bakış, insanların çarşı ve pazarlarda,
zaruri olarak yürüyebilmesi için, baktığı yerlerde
istemeyerek gözünün rastladığı durumlar
için geçerlidir. Kasti değil, elinde olmayan
nedenlerden dolayı, rastladığı durumlar için
geçerlidir. “ Aman, nasıl olsa ilk bakış caizdir”
diyerek her tarafı teftiş ederek bakmak
hiçbir zaman doğru değildir. Hele hele bugün
her taraf haramlarla dolup taşmaktadır. Artık
ahlaksızlık, edepsizlik kol gezmektedir. Edep
yerlerini örtmek diye bir şey söz konusu değildir.
Öyleyse inanan bir insan, bakışlarını kontrol
etmek zorundadır. Bu onun asli bir görevi,
Rabbimizin emridir.
Rabbimiz “ bakmayın, yapmayın, yaklaşmayın”
buyurarak insanı kötülüklere iten
zaaf ve alışkanlıklar konusunda, dinen, yasaklayıcı
hükümleri koymuştur. Bu ikazlara uyanlar
hem dünyasını hem de ahiretini kurtarırlar.
İnananlar bu durumu aile efratlarına ve fertlere
de anlatıp onların dünya ve ahiretini de
kurtarmalıdırlar. Tebliğ dinimizin emridir.
Rabbimiz “ Zinaya yaklaşmayın. Zira
o, bir hayâsızlık ve çok kötü bir yoldur. (İsra-
32)” buyurarak zina yapmayın demiyor, zinaya
yaklaşmayın buyuruyor. Bu yüzden,
insanı teşvik ve tahrik eden her türlü görüntüye
bakmak dinen kesinlikle caiz değildir ve
haramdır. Böyle da olunca yaklaşma olur.
Eğer yaklaşılmazsa kurtulmak kolay olur. Yaklaştıktan
sonra, gelişmelere dayanmak zorlaşır.
Sanki, ateşe yaklaşanın yanması gibi, bir
netice olur.
Müstehcene bakmanın üzerinde bu
kadar durulmasının sebebi de gerek ahlaki
bozulmalar gerek günahlar, müstehcene bakmakla
başlar, bakış devam ettikçe gelişir,
Allah korusun, sonra da fiili günaha dönüşür.
Bu bakışlarda gözler, o bakılanların resimlerini
çeker, hayal aleminin deposuna götürür,
gittiği her yerde, o resimler gözlerinin önüne
gelir hep onları görür. Bu da inananlarda bir
gerilemeye, performansında düşüşe neden
olur. Başarısızlıklar birbirini takip ederek insanı
başarısızlığa sürükler. Bu yüzden dinimiz,
insanın bu başarısız durumlara
düşmemesi için, mühtehcene bakmaya karşı,
yasaklar koyar, inananların böyle başarısızlıklara
düşmesinin önüne geçmiş olur. Devamı
yarın.
Selam ve saygılarımla…
değerli yazar kardeşim-ne kadar güzel toplumun bu acısını dile getirmişsiniz.insanlar bu güzel yazıdan ders alırlar.sağol.eksik olma.