Ülkemizde 200 ün üzerinde üniversite
var ve bu üniversiteler her yıl 800 bin
diplomalı cahil üretiyor. Katma değeri
olmayan, ülkeye bir faydası olmayan,
tüketici bandında Avrupai giyinmiş, saçlar bir
çeşit, kulağı küpeli, kulağında müzik, çenesinde
bir tutam ot, laylaylom eden bir gençlik var.
Bunlar ziraatçi doktor mühendis ya da makina
bilgisi almış gençler.
Neye yarıyorlar?
Bilemedim şimdi!
KPSS’ye girecekler,
olursa şayet devlette
bir masa başı, tanıdık
siyasilerle beraber bir
müdür muavini, emrinde
uşaklar, altında devletin
arabası, iyi giyimli
ve önünde eğilen kapısını
açan şoför...
Emekli olana kadar
orada pinekleyecekler.
Katkı değer.
Sıfır...
Bu kadar akademik çalışmaya, profa ve bunun
yanında ahlak terbiyecisi olarak da yanına
4 milyon din bilgisi olan, ona iyiyi ve güzeli öğretmek
için görevli diyanet personeli vereceksiniz
ama bir halt olmayacak bunlardan öyle mi?
Göllerimizde İsrail sazanı kurbağa bırakmadı.
Bir ziraatçimiz yok buna müdahale edecek.
Evimizdeki Rinso ya da Tursil İsrail’in malı.
Cari açık var öyle mi?
1.25 dolara Denizli’de tshort yapılıyor, üzerine
Avrupa etiket, kaç Euro; 300...
Al sana cari açık!
Bu gün ayçiçek yağı aldım. Satıcı bir tane
daha al zamlanacak dedi.
Neden?
İthalat ve ihracat...
“Ağabey bizim markamız yok!”
Dolapta yağ durduğu halde zarar ediyoruz.
İç piyasaya MDF üreticisi mal vermiyor. Bir
plaka malzeme 620 lira.
Neden?
Allah aşkına bu üniversite mezunluğunu
devlete memur olma şartından çıkarın!
Bir işim gereği üniversitede bir hocayla görüşmem
icabetti. Sabah gittim, saat 08.30...
Zili çaldım hoca çıktı içeri davet etti beni.
Mutfaktan kızarmış et kokusu geliyor buram
buram.
Sabah 8’de sac kavurma yapıyor adam kendine!
İnsan bu kadar aç olabilir mi?
Tahkir amaçlı söylemiyorum!
Adamın parası ve tercihi tabi ki!
Her profesör aç demiyorum elbette ama bu
profların ürettiği bir marka yok!
Basit bakalım mı olaya?
İnşaatta Marshall onların, otomotivde Mercedes
onların, tekstille Jeans onların, mutfakta
Blendir onların, banyoda Helden Şampuan onların...
Bize bir Arap Sabunu kalıyor onun da ismi
Arap!
Ya Allah aşkına bizim çocuklarımız ne okuyor
merak ediyorum!
Makina mühendisi çocuklara soruyorum
“Branşın ne?”, “Hepsinden biraz var abi” diyor.
İlginç!
“Peki ne yapmayı düşünüyorsun?”
“KPSS’ye girecem abi” diyor!
Bu kadar kısır olabilir mi bir üniversite?
Hepsinin başında profesör yok mu bu çocukların?
Ne yapıyorlar dersiniz?
Bugünkü tedarik zincirlerini ellerinde tutanların
yerine bir adam yetiştirememişleri, sabah
erkenden sac kavurma derdine düşenleri neyle
izah edelim peki!
Adamın arabası, maaşı, villası ortada.
Akademik bir kaydı var mı kayda değer?
Adam yemekten ve biriktirmekten başka birşey
üretememiş maalesef!
Kendi daha doymamış ki başkasını doyursun!
Kim tepki gösterirse göstersin.
Açık, mert ve korkusuzca şunu haykırıyorum:
Bu günlerin müsebbibi olarak eğitimin başındakileri
kabahatli, müfredat yazanları da suçlu
buluyorum.
Vesselam...