ABDÜLHAK HAMİT TARHAN

2 Ocak 1852’de İstanbul’da Bebek’teki Hekimbaşı Yalısı’nda köklü ve eski bir ulema ailesinin ferdi olarak dünyaya gelmiştir. Babası, tarihçi ve diplomat Müverrih Hayrullah Efendi, annesi Kafkasya’dan kaçırılmış bir cariye olan Münteha Hanım’dır. Bebek Köşk Kapısı’ndaki Mahalle Mektebi’nin ardından bir süre Rumelihisarı Rüştiyesi’ne devam etmiş, daha sonra evde özel dersler alarak yetiştirilmiştir. Kendisine özel ders veren hocalardan Hoca Tahsin Efendi’nin üzerinde büyük etkisi olmuştur. 10 yaşındayken ağabeyi Nasuhi’yle birlikte Paris’e Millî Eğitim Müsteşarı olarak eğitim sistemini inceleyen babasının yanına gönderilmiş ve eğitimine orada devam etmiştir. 1864 yılında Paris’ten İstanbul’a dönmüştür. Gördüğü tek düzenli tahsil, Paris’teki bir buçuk senelik tahsilidir. Yurda döndükten sonra Robert Kolej’e girdiyse de asıl öğrenimini evde özel hocalardan almıştır. Henüz çocuk yaşta iken usul-adap öğrenmek için bir okul vazifesi gören Bab-ı Ali Tercüme Odası’nda kâtip olarak çalışmıştır. Bir yıl sonra babasının Tahran Büyükelçisi olarak atanması üzerine babasıyla birlikte Tahran’a gitmiştir. Farsça öğrenmiş ve İran edebiyatını tanıma fırsatı bulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde ve Cumhuriyet Türkiye’sinin ilk yıllarında eserler vermiş ve modern edebiyatın doğuşunda etkin bir isim olmuştur. Hayatının her döneminde yüksek mevkilerde bulunmuş, dünyanın birçok yerini görme fırsatı yakalamış ve çağının büyük ve güçlü bir sanatçısı sayılmıştır. Tanzimatı, Birinci ve İkinci Meşrutiyetleri ve Cumhuriyeti gören, bu devirlerdeki Tanzimat, Edebiyat-ı Cedide, Millî Edebiyat ve Cumhuriyet devri edebiyatlarını yakından tanıyan sanatçı, Türk edebiyatında “Şair’i Azam” (Büyük Şair) sıfatı ile anılmaktadır. Uzun seneler diplomat olarak hem doğu hem de batı ülkelerinde bulunması sebebiyle iki edebiyatı da tanımış; Türk şiirine batıdan yeni konular, serbest düşünce ve şekiller getirirken; batı yazarlarından etkilenerek yazdığı oyunlarla Türk tiyatrosuna felsefi düşünceyi sokmuştur. Türk edebiyatının en büyük eserlerinden birisi kabul edilen Makber’in şairidir. TBMM III., IV. ve V. dönemlerde İstanbul Milletvekili olarak görev yapmıştır. 12 Nisan 1937’de Maçka Palas’ta 85 yaşında hayatını kaybetmiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün emri üzerine ulusal cenaze töreni düzenlenerek Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilen ilk kişi olmuştur.