15 TEMMUZ

Ülkemizin dönüm noktası... Belki de
Kurtuluş Savaşı’na eş bir etki yapabilecek
bir badireden atladık. Hani derler
ya anamızın duası başımızdaymış
diye. Aynen öyle. 256 şehidimizin kanı yerde
kalmadı ama bize çoğa mal oldu.
FETÖ denilen hastalıklı örgüt himmet adı altında
yıllarca yuvalandığı ininden çıkıp başımıza
çorap örmeye kalktığı gün Türk milletinin feraseti,
vatanına olan sevdası ve hürriyet aşkı onların
her türlü planını başlarına
geçirdi. “Toplu
olmak yiyen olmak
değildir” sözü burada
bir kez daha haklılığını
ortaya koymuş olurdu.
Yani başımızda ülke
sevdasının ne demek
olduğunu yaşayarak
şahit olduğumuz tonlarca
örneği var.
Irak’ta erkeklerin
başına gelen, Suriye’de
kadınların başına,
Afganistan’da,
Yemen’de, Pakistan’da
çocukların başına gelen
şükür bizim başımıza gelmedi. Bu Türk milletinin
imanı, feraseti ve hürriyet aşkı ile alakalıdır.
Millet olmak başka vasıflar taşır. Bir tarih boyunca
ne kimsenin toplu iğnesine tenezzül etmiş ne
kimseye zulüm etmiş ne de zulümler uzağı göstermemiş
bir toplum olmamızın mükafatını 15
Temmuz’u yaşayarak gördük.
Bizi Allah korudu ve bizi hala Allah koruyor.
Biz buna inanıyoruz; mümin olmamız bunu gerektirir.
Her ne kadar toplumu kültürel yozlaşma
metoduyla dejenere etmeye çalışsalar da
bunu asla başaramayacaklar. Çanakkale’de,
Aziziye’de, serhat boylarında isimsiz, resimsiz ve
sessiz yatan milyonlarca şehidin emeğinin boşa
gideceğini kimse zannetmesin.
Bir isim koyacak olursak Fethi Sekin olsun
bunun ismi, Ömer Halis Demir olsun, şehit savcılarımız,
hakimlerimiz, kaymakamlarımız, henüz
bebeğine isim koyamayan öğretmenlerimiz
olsun, Tayyip Olçın olsun mesela... Bir isim de
siz koyun. Adı her ne olursa olsun ismi geçmeyen
şühedanın makamları âli olsun. 15 Temmuz’da
bize ülkemizi yeniden hediye eden bütün
şühedayı rahmetle anıyoruz.