Şubat ayı ortasının aşk ile ilişkisi antik
çağlara kadar dayanmaktadır. Antik
Yunan takvimlerinde, Ocak ayı ortası
ile Şubat ayı ortasının arasında kalan
zaman Gamelyon ayı olarak adlandırılmıştır.
İnanılana göre bu zaman diliminde Zeus ile Hera’nın
kutsal evliliği gerçekleşmiştir.
Antik Roma’da ise 15 Şubat, bereket tanrısı
Lupercus’un onuruna, Lupercalia günü olarak
kutlanmaktaydı. İnanca göre bu günde, Lupercus’un
din adamları
tanrıya keçi kurban
ederlerdi. Daha sonra
kafalarının üstüne koydukları
bir parça keçi
derisi ile Lupercus’u
simgeleyerek, Roma
sokaklarında koşturup,
karşılaştıkları herkese
dokunurlardı. Genç
kızlar gönüllü olarak
ileri atılır ve bereket
tanrısının dokunuşundan
paylarını almaya
çabalarlardı. İnanışa
göre bu dokunuş sayesinde
doğurganlıkları kolaylaşacağına inanılırdı.
1908 tarihli Katolik Ansiklopedisi’ndeki eski şehitler
listesinde, 14 Şubat gününe kayıtlı, inancı
yüzünden öldürülmüş üç tane Aziz Valentine
geçtiği görülmektedir.
Romantik aşk ile Valentine arasındaki bağlantı
tarihi dokümanlarda geçmemektedir ve
kimi tarihçilere göre sadece bir efsaneden ibarettir.
Valentine’nin onuruna kutlama günü, 14
Şubat 496 yılında Papa Gelasius tarafından ilan
edilmiştir. Orta Çağ’da ise Romantik aşk ile Valentine
arasındaki bağlantı ilk olarak 14. yüzyıla
ait kaynaklarda görülmektedir. 1381 tarihli Parlement
of Foules adlı kitaba göre, Fransa’da ve
İngiltere’da 14 Şubat geleneksel olarak kuşların
çiftleşme günü olarak bilinmekteydi. Günün bu
özelliğinden dolayı sevgililer birbirlerine güzel
sözler yazan notlar verir ve bu notlarda birbirlerine
Valentine diye hitap etmekteydiler.
14 Şubat, 1800 yıllarda Amerikalı Esther
Howland’ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından
bu yana çok sayıda insanın kutladığı
toplumsal bir olay haline gelmiştir. Bunun doğal
sonucu olarak olayın ticari yönü çok fazla önem
kazanmış ve sevgililer günü tüm dünyada ticaretin
canlandığı bir dönem olmuştur.