Önce aktarların kapısı çalınıyor

Havaların soğumasıyla birlikte en çok doğal besinler olarak baharat türevleri satışı yapan aktarlarda yoğunluklar başladı.

Erzurum soğuk yüzüne bürünmeye başladı. Özellikle yaz mevsiminden kış mevsimine geçişteki ani hava değişiklikleri soğuk algınlığını arttırdı. Üst solunum yolu rahatsızlığı yaşayanlar, soğuğa bağlı olarak gelişen hastalıklara maruz kalan vatandaşların bazıları hastanelere ve eczanelere giderken birçoğu da aktarlara koşuyor.

AKTARLAR HAZIR

Aktarcılar, Erzurum’da kış mevsiminde en çok baharat ve bitkisel ürün türlerinin tercih edildiğini belirterek, kış mevsiminde tercih edilen ürünlere bağlı olarak hazırlıklarına başladıklarını söylediler. Hazırlıkların yanı sıra da Erzurum’da son baharla birlikte yaşanan soğuk ve yağışlı havaların etkisiyle alışverişlerin arttığını, özellikle de kış çayı türevlerine ilginin yüksek olduğu bilgisi alındı.

DOĞAL TEDAVİ

En çok ıhlamur, zerdeçal, nane, ısırgan, ada çayı, ardıç, çörek otu, çemen otu, defne ve dere otu gibi ürünlere rağbet olduğunu belirten aktarlar, “Allah kimselere hastalık vermesin. Fakat birçoğu soğuk havaların etkisiyle birlikte maalesef özellikle üst solunum yolu hastalıklarıyla başı derde girebiliyor. Kış mevsiminde baharatlar doğal tedavi için birebirdir. Soğuk algınlığı, nezle, grip gibi hastalıklar doğal ve organik baharatlarla da tedavi edilebiliyor. Bu hastalıklara karşı bu tür bitkisel yöntemlerde en faydalısı ise hasta olmadan önce kullanmaktır.” dedi.

ÖNEMLİ BAĞIŞIKLI GÜÇLENDİRMEK

Vatandaşın birçok kez önce eczaneye giderek antibiyotiğe başvurduğunu vurgulayan aktarlar, “Bugün doktorlar, uzmanlar sürekli altını çizerek söylediği bir şey var. O da bilinçsiz bir şekilde antibiyotik kullanmayın. Hatta bu yolda yasa bile çıkarıldı. Artık reçetesiz olarak kimseye antibiyotik verilmeyecek dendi. Fakat ne çare ki yine vatandaş bir yolunu bulup o antibiyotiği kullanıyorlar. Biz burada vatandaş, hastane gitmeyen, doktorların dediğine bakmayın, aktarların yaptıkları ilaçları kullanın kesinlikle demiyoruz. Biz diyoruz ki, aktarlar aracılığı ile vücudun bağışıklık sistemini güçlendirici ürünleri kullanın. Hastalandıktan sonra mutlaka doktorunuza görünün. Ben aktarcıyım işimi biliyorum, bu karışı kullan diyene kulak asmayın.” şeklinde konuştu.

BU ÖNERİYE KULAK VERİN

Aktarlar, havaların soğumasıyla birlikte hemen hemen her yıl salgın haline dönüşen grip hastalığı için zencefili bal ile beraber karıştırılıp, limonla tüketilmesini veya zencefilin toz hali alınıp sütle karıştırılıp içilmesini öneriyorlar. Aktarlar, “Bademcik ve boğaz intihabı ile ilgili olarak da yine ada çayı, admin çiçeği ve ebe gömecini öneriyoruz. Kış aylarında insanlar aktarlardan en çok kuru üzüm alıyorlar ama insanlar soğuklardan dolayı üşütüp hasta oldukları için bu durumda en iyisi onlar için ıhlamurdur. Bu son dönemlerde farklı bazı bitkilerde kullanılmaya başladı. Ekinezya gibi bağışıklığı güçlendiren bitkiler yine beraberinde nar çiçeği bitkileri vatandaşlar tarafından tercih ediliyor. Özellikle insanların soğuğa karşı direncinin düşmesinden dolayı bundan sonraki süreç hareketlenir. Kışın soğuk algınlıkları için arı sütü polen propolis bal bunlar karışım yapıp tüketilirse vatandaşlar hasta olmadan kış mevsimini geçirirler.” diye konuştu.

BU ÇAUI DENEYEBİLİRSİNİZ

Kışın tüketilecek bir çay tarifini söyleyen Aktar, “Kış çayı dediğimiz özel karışım bir çay. Bunu bazıları da bilebilir. Bu çay, ıhlamur, tarçın ve havlıcanın içine okaliptüs, hatmi çiçeği ve az bir şeyde altın otu karıştırılarak kaynatılır. Sonra içerisine bal veya keçiboynuzu pekmezi katılır. İskandinavya ülkelerinde özellikle bu tür çayların içine bal katılarak tüketimi çok fazladır. Buralarda malum havların daha da soğuk olduğunu bilmekteyiz. Ayrıca yine bu soğuk zamanlarda incir, dut ve kuşburnu tüketilmesi vücudun vitamini ve enerjisini alacağından soğuk havaların hastalıklarından korunmak daha da kolay olacaktır. Tabi hasta olunması durumunda doktora mutlaka gidilmeli ve doktorun tavsiye ettiği ilaçların tüketilmesi gerekmektedir. Yine vücudun sıcak tutulması gerekiyor. Özellikle uyurken vücut daha savunmasız olduğundan üşütme olasılıkları daha fazladır.” dedi.